Blog
Mağduru oynaya oynaya mutluluğu hiç bulamadık. Daha önce yaptığımız mışların artık işe yaramaz olduğunu gördük. Her yeni oluşumun kendini var ettiğini gördük. Küçük aynacıklara sığınarak her birinde kendini hissetmeyi gördük. Biraz da içimize dönsek kendimizi sorgulasak mücadeleye hiç gerek olmadığını şikayetin yersizliğini göreceğiz. Mağduriyetler acizliği getirir kolay olsa da hep tutunacak dayanacak nedenlerle birlikte. Dünyaya
Erzurum Aziziye’de bir kesimhanede, resmi görevli Veteriner Hekim Recep KAĞIZMANLI’nın, pasaportu olmayan bir hayvana rapor düzenlemediği gerekçesiyle darp edilmesi, mesleğimizin onuruna ve toplum sağlığına yöneltilmiş ağır bir saldırıdır. Ne yazık ki, meslektaşlarımızın görevleri başında saldırıya uğraması münferit bir durum olmaktan çıkmıştır. Daha önce Yozgat’ta bir mezbahada bıçaklı saldırıya uğrayarak hayatını kaybeden Veteriner Hekim Volkan Lale’yi
Her güneşin altında gece, her gecenin sonunda da gün doğar… Sizce, izinler nereden çıkar hayat yolculuğunda… Hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığı, mutlaka bir öteki tarafı olduğu gerçeği bazen zorlayıcıdır. Hayatın şifresini çözebilmiş insanlar için durum hem çok açıklayıcı hem de kördüğümdür.Her şey yarı yarıyadır aslında…Sadece donanımları farklıdır. Varlıkların en derin noktasına girebilmek ve buna
İnsan sadece nefes alan bir varlık değildir. Bizler Her anımizla, düşüncelerimizle, hislerimizle, ve çabalarımızla hayatımızı şekillendirebilen değerlere sahip varliklariz. İşte bu noktada “ Kendine emek veren bir insan, aslında tek bir hayat yaşamaz; kendi içinde sayısız hayatın kapısını aralar. Peki, kendine emek vermek ne demektir? Bu, özümüzü keşfetmek, kendimizi tanımak ve potansiyelimizi,yeteneklerimizi keşfederek,güçlü zayif yönlerimizi
Yabancı görme beni ben yine aynı benim Yüz, yüze gelir isek mavi gözlü sevdiğim Hatırla narin eli tutup öptüğün benim Yüz yüze gelir isek gönlü nazlı sevdiğim. Dedirtme gelmeseydim güzel yarim şehrine Yaşlarımı estirme o çağlayan nehrine Bu kalbim dayanamaz bunca aşkın zehrine Yüz yüze gelir isek özel sözlü sevdiğim Sevdamın kapısında umut ekip beklerim
Yirmi sene önce Senem Hamşioğlu Başkanlığında Demetevler’de kurulan İkinci bahar Türk halk müziği korosu düzenlediği konserlerle dinleyicilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. Kurucu başkan Senem Hamşioğlu koro topluluğu hakkında şunları söyledi. “Ben Senem Hamşioğlu İkinci Bahar Türk halk müziği korosu başkanı ve sunucusuyum bu koroyu yirmi sene önce hocamın bana türküleri sevdirmesiyle başladım. Türkülere aşığım ve işimi
Kadınlar ve erkeklerin arasında gerek duygu , gerek düşünce yönünden uçurumlar vardır . Bu farklılıklar olduğu sürece hiçbir çiftin tam manasıyla anlaşmasına imkan yoktur. Ayrı düşünce yapılarına sahip olan biz kadınlar detaylı duygusal hissi davranırken erkekler ise düz mantık çerçevesinde Bir pencereden kolay ve amaçlarına yatkın bir sonrakini düşünmeyen düşünce yapısına sahipler. Dolayısıyla kadınlar da
Hayatımız genelde aynı döngüleri tekrar tekrar yaşayarak hataları yaparak geçiyor. Buna bir dur demek keşkelerle vakit geçirmemek için sorgulama zamanı gelmiştir artık. Bunu yapmak için de özümüzü bilmek onu bulmak için de çalışmalar yapmak gerekiyor. Madem bu dünyaya geldik bedenimize de sahibiz ruhumuzun içimizde değil ruhumuzun kendi etrafımızda her yerde olduğunu Ruhun bedenimizde hapis değil
Ünlü sanatçı Cihan Serez; İmaj TV’den gazeteci Nuray Koşucu”ya konuştu. Cihan Serez kimdir.? “02.02 1988 İzmir Konak Doğumluyum ailenin tek çocuğuyum. Müzik hayatıma küçük yaşlarda başladım. Küçük yaşlardan itibaren piyano dersi aldım. Sonradan bu işin mutfağına girip aranjör olarak çalışmaya başladım Müziklerimin hepsini kendim yapıyorum.”diyen Serez sözlerine şu şekilde devam etti. “Ağa mafya şarkım çok
Gurbetçi sanatçı Bahar Üstün, Almanya’da bir ses yarışmasında göstermiş olduğu performans ile Almanya’da yaşayan gurbetçilerin yanısıra, Türkiye’nin gururu oldu. Ünlü sanatçı Bahar Üstün imaj TV”ye konuştu. “1987 yılında Almanya’da doğdum. Asıl mesleğim “Çocuk gelişimi” olsada, çocukluğumda babamın bir gurpla solist olarak çalışması müzikle içiçe büyümemde ve bu günümü şekillendirmesinde büyük katkı sağladı. İnsanın hayallerinin temeli
Ülkece kış uykusuna yatmış durumdayız bilmiyorum gıdalarımıza uyku ilacı mı katılıyor ? Bu kadar tepkisizlik nereden gelmekte itiraz yeteneğimizi mi unuttuk yoksa korkularımızi mı çoğalttık. Hep şikayet ediyoruz hep şikayet ,dışarıdan da masal gibi dinleniyoruz tepkisizce hislerini kaybetmişcesine. İpin ucu mu kaçtı? çıkar ilişkileri mi çoğaldı? Ağzı olan konuşuyor ama boş konuşuyor deşarj olup evlerine
Martıların notları düştü Ceplerimden, İhanete uğramış, Kısır sözcüklerinden Kan damlıyordu. Saatsiz caddelerde Zaman dans ediyordu, Ama hafifletemedim Zakkum kokulu Acımı. Sana giydirdiğim Sevdanın giysilerini Çıkardım, Hiçbir şey Kalmadı senden. İşliyorum gergefine Aşkın bitişini, Ve el salladım Senin hiçliğine. Zamanıdır, Koksun her yer Zencefil. Bu gece Sürgünlüğümün Ağır yükünü Kaldırdım. Gökyüzü de şahitti, Çekilirken benden. Bitiyordu
Bursa’nın yıldızı parlayan genç moda tasarımcılarından olan modacı Seda Deniz bir birinden tasarımlarıyla fark yaratıyor. Bursa’da kadınlara yönelik moda tasarım denince akla Seda Deniz Houte Couture geliyor. Kadınlar: Seda Deniz Houte Couture dikim evinde kişiye özel tasarımları bizzat kendi istek ve beğenilerine göre tercih edebiliyor. İşletme sahibi Seda Deniz günün moda ve trendlerine göre tasarımları
Batman”lı iş insanı, girişimci ve siyasetçi Dilan Binici, Kansere Gülümse Derneği şube başkanlığına atandı Ankara merkezli Kansere Gülümse Derneği Batman İl Başkanlığı’na stk’larda başarılı çalışmaları ile tanınan Dilan Binici atanması şehirde sevinçle karşılandı. Batman’da bir çok STK’da önemli görevler üstlenen Binici, Sivil Toplumkuruluşlarnda üstlendiği görevler ve siyasetteki deneyim başarısını Kansere Gülümse Derneği şube başkanlığı ile
Seni masmavi Bulutlara Emanet bıraktım, Gecenin ıtırlı Nağmelerinde. Efkar çöktü, Sinemdeki Dağ yürekli Yokluğuna… Canımı dişime Taktığım al yüzlü, Kıpkırmızı vedanı Karşıladım. Akik gülüşlü aşkında, Buz gibi Sabahın kırılgan Cümlelerinde Sakladım suskunluğumu. Ebruli düşlerini Soluyorum, Karanlığın Kör vakitlerinde. Şafağın sancısı, Belki şifa olur diye Uykusuz senliğime Ne yana dönsem Sen varsın, Mevsimine vurduğum Yaralarım kanar,
İlk Tanışma ‘’Konservatuvarda inecek var!‘’ çağrısıyla küçük çocuk irkildi. Sağa sola bakındı. Sol tarafta iki kat, taş yapılı, kocaman bir bina vardı sadece. Dolmuş ilerlerken gözünü o binadan ayırmadı. Görüntü kaybolana kadar boynunu çevirebildiğince takip etti binayı. Yetmişli yılların Ankara’sında ulaşım ve iletişim bugünkü gibi yoğun, karmaşık ve büyük bir alana yayılmamıştı. Gecekondular geniş alanları
Ayşegül öğretmen sınıfa sessizce girdi. Ortalıkta amaçsızca dolaşan birkaç öğrencinin dışında tüm öğrenciler yerlerine oturmuş, biraz ürkek, biraz meraklı hâllerini saklayamadan oturuyor; yanlarındaki arkadaşlarıyla bile konuşmuyorlardı. Sabahleyin ilk defa giydikleri önlükleri, beyaz yakalarıyla kusursuz ve tertemizdi. Erkek öğrencilerin saçları alabulus; kızların çoğunun saçları örülmüş, bazısında bir, bazısında iki beyaz toka mevcuttu. Çantalarında birer defter, kalem,
Sorunlu içten gelmeyen samimiyetsiz yapay olan toplumunda dayattığı ne varsa bunların hiçbiri sevgi değildir. Gerçek sevginin içinde ne bir menfaat ne bir çıkar vardır özümlenmiş kendinden daha çok değer vermiş olan kişiler ancak anlar bunu. Anlar ve akıllıysa bunu hiç belli etmeden yüzüne vurmadan koyduğu mesafetle bu dengeyi kurar. Savunmaya nedenlerine niçinlerine hiç gerek yok.