Bir süredir bahtsızlık içindeyiz toplum olarak …Birazda basiretsiziz galiba,üzrimizde kara bulutlar yağmurlu,karlı havada yürümeye çalışıyor gibiyiz rüzgara inat ,ya da şişme botlarla denizi aşmak isteyen kaçak göçmenler gibiyiz sahil güvenlik bizi görsün istemiyoruz ama içimizdende “arkamızdan gelseler ne iyi olurdu” diyoruz öyle ya ,lakin uyduruk bir botun üzerindeyiz biri iğneyi batırsa bittik…. Zaten yıllardır süre gelen işsizlik,enflasyon tavan yapmış durumda…Batıda biri hapşu dese biz burda grip oluyoruz.

Şimdide fillerin tepişmesiyle arada kaldık,kalıyoruz. Gençler ümitsiz,yaşlılar bitik,orta yaştan haber yok, ahlakla ahlaksızlık arasında sıkışıp kalmışız ahlaksızlığı izleyip prim veriyoruz ,ardından ahlaksız diye bas bas bağırıyoruz.

Toplum olarak çıldırıyoruz galiba.Sorsan yinede iyiyiz at gözlüğü takanlara,öyle ya onların hayat felsefesi görmedim duymadım bilmiyorum. Ama biz görüyoruz,duyuyoruz ve biliyoruz. Yağ kuyrukları,ucuz ekmek kuyrukları ,mazot,benzin almış giderken, dolmuşçu ,otobüsçü,taksici oluyor yetmiyor deyip feveran ederken (haklı olarak) vatandaşta gelir giderden az bendede yok diye çığlık atıyor (haklı olarak)..her gün zamla uyanıyoruz, iğneden ipliğe her gün zam ,insanlar ne yapacağını bilemez durumda Trajikomik ama iflas edenlere yardım eden dernek bile iflas etti..

Pazarcı utanıyor,vatandaştan ,teyzelerin pazarcının yüzüne bir tükürmediği kalıyor,halbuki teyze bilmiyor mu.?

Onları evinin arka bahçesinde yetiştirmediğini pazarcının Ya da taksici, dolmuşçunun evine ekmek götürdüğünü…herkes kendi çapında haklı…Tarım ülkesi olan ülkemiz çoktan unutmuş o konuyu Tarım bakanı diyor ki; “Afrika’nın güneyinde bakir topraklar var ,bu alandaki üretimle birlikte bunu ülke olarak başarabilecek durumdayız” üstelik bunu söyleyen bakan Kahramanmaraş’da doğmuş hayatının yarısını Çukurova gibi bir tarım cennetinde geçirmiş, aynı yerde Öğretim Üyeliğine kadar yapmış biri maliyete bak ,bizim topraklara ne oldu .? Yangın mı çıktı ,yanıp bitip kül mü oldu.? Gemilerle gelen ayçiçek yağı için bir davul zurna çalınmadığı kaldı.

Yazık çok yazık eğer mali olarak bu kadar iyi ise durumumuz Tarım cenneti olan ülkemizde kendi çiftçimizi neden desteklemiyoruz.?Allahın Afrikasına tarım yapmaya gidiyoruz;ya aklımız yok ,ya da bizim toprakları çaldılar..Üretim cenneti olan Türkiye dışardan ithal ettiği şeyler için uzaya mekik fırlatmış gibi seviniyor. Allah akıl versin hepimize… Yakın tarihte Üniversite sınavı var şu eğitim sisteminde bırakın çocuğunu dershaneye göndermeyi ,çocuğunun sınava giriş parasını kırk kapı gezip toplayıp yatıranı biliyorum.

Her şeyi halletti girdi sınava ve mucize oldu kazandı ,kitap parası, yurt parası yeme içme o bu saymakla bitmez,bunlarıda halettik ve bitti okul diyelim,günümüz.

Türkiye’sinde iş bulmama durumu yadsınamaz bir gerçek, pazarda domates satan,kasapta et kesen öğretmenler, özlük hakları verilmeyen hakettiklerinden az paraya çalışan sağlıkçılar,üstüne üstlük dayak yiyen defolup gitsinler denen doktorlar,onca sene kafa yor ,dirsek çürüt bir de bunlara maruz kal Mustafa Kemal Atatürk ne demişti “ Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz” biz kendimizi onlara emanet ediyoruzda onlar kime emanet..? Tus sınavına girenlere soruluyor tercih nedir çoğu “Aile hekimliği” diyor.

Neden dediğinizde daha güvenli ,orta yaş ve üzeri geliyor muayene et gerekiyorsa ilaç yaz ,ya da yazma öyle ya dayak yok,tehdit yok,en azından can güvenliği var..Hastanede her beş dakikada bir hasta bakmak zorundasınız eğer bunu yapmazsanız performansınız düşük gözüküyor her beş dakikada bir hasta ,hızlı çekime alınmış bir muayene sistemi ,kim ne kadar sağlıklı olabilir ki,ya da kim ne kadar verimli ?

Yemeyip yedirdiğimiz,giymeyip giydirdiğimiz çocuklarımız bizi tehdit ediyor.
18’ime geleyim görürsün..!

Eskiden bu evden kaçmak olarak adlandırılırdı ,şimdi bunun adı Ülkeden gitmek tamam bir o zaman gelsin deyip kestirip atıyorsun ya da geçiştiriyorsun, için kan ağlıyor ama haklı olduklarını biliyorsun,gelecek kaygısı diye bir şey var…
Dil bilmediğin bir Ülkede “ben yapmadım,ben yapmadım” diye bağırmak gibi bu ülkede yaşamak,adına yaşamak denirse. Bundan sonra ne olur,ne olacak derseniz onu bilmem, bildiğim tek şey gün gün kötüye gittiğimiz,alıştırıldık artık ,aksi durumda yaşayamayız gibi geliyor ,ruh sağlığımız bozuldu toplum olarak,en azından bundan sonrası evlatlarımız için iyi şeyler olmasını diliyorum..

Sağlıcakla kalın .
Duygu Erdek