Şekil renkleri

Metin renkleri


Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

ÖZGÜRÜZ

2 sene önce
374 kez okundu
ÖZGÜRÜZ

Herkesin dilinde eski bir şarkı gibi özgürlük. Nereye kadar özgürlük ya da sınırları var mı bu özgürlüğün? Herkes her istediğini yapabilir özgürdür diyebilir miyiz? Tabi ki hayır; hemen ardından ekleriz ama belli bir yere kadar.
Aslında sınır ihlali olmadığı sürece özgürüz. Başkasının alanı ya da hakkı özgürlük sınırımız. O yüzden özgürüz fakat başkasının özgürlüğünü kısıtlamamak kaydıyla.
Özgürlük aslında bireyin karar verme yetisidir bir bakıma. Kişi kendi kararlarını alabilmeli ve uygulamalı bir yerde de.
İnsanların düşüncelerine, inançlarına, yaşam tarzına size bir zararı olmadığı sürece müdahale etmemektir kişinin özgürlüğü. Yani size bu konularda belli bir yere kadar izin verilmesidir.
Toplum her konuda olduğu gibi özgürlük kavramını da yanlış algılayabilmekte. Tabi ki bireylerin ve toplumların özgürlüklerinden söz etmek mümkün ama toplum kurallarını, insan haklarını, ulusal ya da uluslararası yasaları veya dünya anlaşmalarını bozmamak kaydıyla.
Bir yandan da özgürlük her toplum için gelişmişlik düzeyini gösteren bir kıstastır. Düşüncelerinizi ne kadar ifade edebiliyorsanız, yaşam tarzınızı ne kadar kendiniz dilediğiniz gibi düzenleyebiliyorsanız, size inancınız, fikriniz, tarzınız vs. için ne kadar müdahale edilmiyorsa o kadar özgür kılınmışsınız demektir. Aksi durumlarda özgürlükten söz dahi edilemez.
Bir de konunun tam zıddını düşünenler var tabi ki her zamanki gibi. “Ne demek efendim ne istersem yaparım!” cılar gibi.
Başka bir pencereden bakarsak aslında sandığımız kadar özgür değiliz. Aile içinde karar alırken danışmanız gerekir, toplum içinde yer edinmek için tam olmasa da belli ölçüde uyum sağlamanız gerekir, toplum olarak da gelecek kararları beraber alınır ya da çoğunluğa uyulur genelde.
Bizimkisi sınırlı özgürlük olabilir bu hali ile. Çünkü nerden bakarsanız bakın bağlıyız içinde bulunduğumuz çevreye. Toplumun düzenini bozmamak için belli ölçüde de kısıtlanması gerekir zaten özgürlük beklentimizin.
Diğer yandan da insanların kıyafetine, inancına veya tercihlerine kadar takıntılı davranış sergilemek sizin toplum savunucusu olduğunuzu değil insanlara özgürlük için alan tanımadığınızın göstergesidir.
Dışarıdan gelen çok fazla müdahale tersi etki yapar her zaman. Bir bardağa su döktükçe, sıçraması taşması gibi. İnsanlara çok fazla müdahale etmek demek onların özgürlüklerini tanımamak ve kısıtlamak anlamına geliyor, unutmamak gerek. Kimsenin böyle bir hakkı olmamalı.
Önce özgürlük kavramını iyi benimsememiz gerekli. İnsanlar düşüncelerinde, inançlarında ve yaşam biçimlerinde başkasını rahatsız etmediği sürece özgür olabilmeli. Başka insanlar da bundan rahatsız olmamayı öğrenmeli. Kimse kimsenin kafasının içindeki biçimlere uymak zorunda da değil nihayetinde. Kişiler de bu konuda kendi sınırlarını bildiği sürece kimse için sorun teşkil etmez.
Aslında önce birbirimize nasıl olunursa olunsun saygı duymak ve karşındakini olduğu gibi kabul etmek gerek.
Bireyler ve toplumlar arası yeterince saygı olduğu zaman işte o zaman; Özgürüz. O halde yaşasın özgürlük!

Mavinin Fecri ve Mihrinin Hicranı Yazarı
Yazar ve Şair Betül FIRAT
@paradoks.okur.yazar

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorum Yap

Bu konuya henüz bir yorum yapılmadı.