Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Seytandır
Değerli okurlar;
Temennim odur ki..
Allah sevdiği kulunu.
Sağlığı,
Evladı ve
Ailesi ile sınamasın.
Bunların yanı sıra.
Allah hiç kimseyi
Anne, baba ve kardeşleri ile de sınamasın.
Bunlardan gerisi bence teferuatdan ibarettir.
Her kim olursanız olun.
Her kesin bir derdi sorunu var.
Lakin ölümden gayri her şeyin de bir çaresi var.
Evet,
Her şeyin bir çaresi var dedik.
Ama:
“BİRTEK ÖLÜME ÇARE YOK” Ölüme çare var mı diye sormaya bile hacet yok.
Başka neye çare yok.?
Sağlığın , yaşlanmanın bir çaresi yok.
Malesef para ile sağlık satın alınmıyor.
Değerli okurlar:
Gelelim başka bir konuya..!
Öncelikle:
Bakalım biz/siz kimiz.!
Eğer şahsi çıkar menfaat ve kayırma ile bir başkasına yapılan haksızlık karşısında susuyor.
Ses çıkarmıyorsanız. Sizde ciddi bir sorun var demektir.!
Eğer zalimlerin sadece bir kısmına karşı iseniz ruh halinizde bir sorun var demektir.!
Eğer mazlumlardan sadece bir kısmına sahip çıkıyorsanız ruh halinizde sorun vardır.!
Eğer iyilerin sadece bir kısmını yüceltip büyütüyorsanız ruh halinizde sorun vardır.!
Eğer kötülerin sadece bir kısmını sürekli yerip duruyorsanız yine ruh halinizde sorun vardır.!
Eğer haksızlığa uğrayanlardan sadece bir kısmının haklarını savunuyorsanız ruh halinizde sorun vardır.!
Eğer böyleyseniz:
Ne sevginiz,
Ne öfkeniz,
Ne sahiplenmeleriniz,
Ne de karşı çıkışlarınız yönelimleriniz reel ve gerçek de değildir.
Eğer böyle iseniz,
siz hakka, doğruya değil nefsinize tabisiniz.
Eğer böyle iseniz siz akla, bilgiye ve hikmete değil içgüdülerinize tabisiniz.
Eğer böyle iseniz haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan misalisiniz.
Eğer böyle iseniz,
Toplumda insanlar arasında güvenilir, dürüst ve samimi sayılmaya bilirsiniz.
Eğer böyle iseniz siz sadece kendi nefsinizi, hazlarınızı, içgüdü, kin, nefret ve eğilimlerinizi tatmin ediyorsunuz.
Eğer böyle iseniz sizin eleştirdiğiniz insanlardan farkınız olmayacaktır.
Hatta onlar sizden daha iyi de olabilirler.
Aynı keza:
Ölçü sizin sevgi, nefret ve nefsiniz değil, referanslardır.
Kimi zaman sevginizle;
Kimi zamanda nefretinizle haz duyabilirsiniz.
Fakat bu duyduğunuz haz ile..
“Sevgi, nefret, duygu, bilgi ve düşüncelerinizde yanılabilirsiniz”
Fakat bu duygular çokça hoşunuza gittiği için kendinizi test etme gereğini duymayabilirsiniz. Kendinizi kendi merkezinizin girdabından kurtarıp daha objektif ve daha sağlıklı bir bakış açısına kavuşturmayı deneyebilirsiniz.
“Narsistik kişilik bozukluğu” genetik faktörlerin yanı sıra çocukluk ve gençlik dönemindeki sosyal çevrenin de etkisiyle oluşuyor. Son dönemlerde sıkça duymaya başladığımız.
“Narsistik kişilik bozukluğu”
ise empati eksikliği, benmerkezcilik ve abartılı bir öz-önem duygusu ile ifade ediliyor. Narsist kişilik bozukluğu, ergenlik ve erken yetişkinlik dönemlerinde ortaya çıkarak, sadece kişinin kendi hayatını değil etrafındaki insanların hayatını da olumsuz etkilemektedir.
Kendinizi sorgulamak adına.
Keşke dememek için.
Acaba nerede.
Nasıl hata yaptım diye biliyor musunuz.
Kendinizi yargılayıp doğruyu gerçeği fark edip kendinize öz eleştiri yaparak. Doğru yola geldinizmi..
İşte o an “Narsiztlikden kurtulmuş oluyorsunuz”
Yukardaki yazdıklarım size çok zor, ağır, katlanılmaz ve çok sevimsiz gelebilir. Fakat ne olursa olsun kalıcı pişmanlığı yaşamamak için bunu yapmak gerekiyor.
Diye düşünüyorum.
Gözüken sadece dürüstlük ve insanlığınız olsun.
Makamınız mevkiniz her ne olursa olsun.
Unutmayınki dünya “SULTAN SÜLEYMANA KALMADI”
Haksızlık edenler,
Eziyet,
Zulüm,
Mobing yapanlar.
Tacizciler.
Kul hakkı yiyenler,
İftira atanlar.
Bu dünyada.
Makamlar, mevkiler.
Sizede kalmaz.
Keser döner.
Sap döner.
Bir gün hesap döner.
Yani bozduğunuz: “TERAZİNİN AYARI” sizi de.
“TARTAR BU ASLA UNUTMAYIN”
Benimle kalın
Takip de kalın
Sağlıcakla kalın
Kenan Akçahanoğlu
Araştırmacı/Gazeteci