Uçuş seferleri dolu.
Hızlı trenlerde yaz mevsimi olmasına rağmen bilet bulmak mesele!
Bodrum, Çeşme istikametine doğru giden karayolları bu iki güzide tatil yörelerimizin yıllardır söylenegelen pahalılığına rağmen silme dolu.
Yurtdışı güzergahları desen tıka basa… Öyle ki, karayollarından gidildiğinde gümrük kapılarında saatlerce beklemeden sınırların öte tarafına geçmek mümkün değil.

Bütün bunlara bakıldığında son derece refah bir ülkede yaşıyor olduğumuz hissine kapılıyor insan.

Ancak gerçekler hiç de öyle değil!

Zira büyük tabloya baktığımızda, yani toplumun tümünü ele aldığımızda nüfusun %77′ ye yakınının ekonomik sebeplerden dolayı şuradan şuraya gidemediğini görüyoruz.

Tatilin bir lüks olmadığı ve hatta bireylerin ruhsal ve psikolojik dengelerini koruyabilmek adına bir gereklilik olduğunu ve dahası, bunun bir hak olduğunu düşünürsek %77′ nin çok ciddi bir oran olduğunun farkına varıyor insan.

Bu demek oluyor ki toplumun küçük bir yüzdesi hayat döngüsünden ödün vermeden yaşayabiliyorken, büyük bir çoğunluğu pek çok alışkanlığından veyahut ihtiyacından feragat etmek zorunda kalıyor.

Yaz mevsiminin son dönemini sürdüğümüz şu günlerde ülkemizi bekleyen daha ciddi ekonomik daralma ve sorunlarla kışı karşılaşacağımız ortadayken, %77′ lik oranın zihnen ve bedenen yenilenmeden, özgürleşmeden ve rahatlamadan yaşayacağı uzun kış aylarına karşı nasıl bir dayanma gücü bulacaklarının endişesi içindeyim.

Ülkede minik bir azınlığın nispeten daha rahat yaşıyor olmaları maalesef içime su serpmiyor.

Zira hepimiz aynı gemideyiz!

Esen kalın.
Selin Işıl