İnanın, biz insanlar kadar doğaya zarar veren ikinci bir canlı yoktur.Sonra, doğa cevabını verince de, “ah, vah…” ediyoruz.

Dere yatağına ev yapmak bizde, Maden ARIYORUZ diyerek doğayı katletmek bizde, termik santral yapacağız diye dereleri yok etmek bizde, otel rezidans, konut yapmak için ormanı yakmak bizde… Elimizde nekadar çöp varsa, denize, nehire ormana atmak bizde.

Daha neler neler…

Yırtdışında yaşayan, Türk bir arkadaşımız ziyaretimize geldi. Beraber beslemeye çıkmıştık. Ormanlık bir alanda, beslemelerimizi yapıyorduk, misafirimiz de eline ufak bir çuval almış, çevredeki şişeleri, çöpleri topluyor du. Resmen, hafriyat kamyonları çöplerini orman içine boşaltmışlar. Ortalık fayans kırıkları, koltuk takımları, sünger, şişe, çöp adına ne varsa doluydu.

Almanya dan gelen misafirimiz şaşkınlık içinde, üzüntülerini dile getirdi.Yurt dışında böyle birşey yok, olmaz da zaten diyordu.

Hepimiz, müslümanlığımızdan, insanlığımızdan utandık.Güzelim ormanda çöpten, pislikten, oturacak bir karış yer yoktu.

Denizlerimizi de,yeraltı dularımızı da, havamızı da, bilinçsizce hoyratça kullanıyoruz.

Balıkların oynaştığı sahillerde şimdi oto lastikleri, Pet şişeler naylon lar, çocuk bezleri dolaşıyor.

Hiç suçlu aramıyalım.

Suçlu biziz, kendimiz ortalığı kirletiyoruz,kendimiz kirletmiyorsak dahi, kirletene tepki vermiyoruz.

Arkadaş arabasının camından bira şişesi fırlatıyor etrafa. Yurt dışında bunu yaptığın an, gören yetkiliye bildiriyor, plakayı veriyor.Eve senden önce ceza makbuzu geliyor.

Adamların parklarında tavşanlar, geyikler,kaplumbağalar, kuşlar oynaşıyor…

Bunları görünce, okuyunca, hatta duyunca, insanlığımızdan,müslümanlığımızdan, cehaletimizden utanıyorum.

Saygılarımla

Namık Olgun

0532 686 10 10