Arefe günü annemin mezarını ziyaret ettim
Yine bir kurban bayramı arefesinde
anam’ın mezarına ziyarete gittim.
Bakın neyle karşılaştım.
Anam’ın mezarına yaklaştım, bir mezar başında beş kişi, birisi feryat ediyor çok sesli ağlıyordu. Geçtim anamın mezar ziyaretini duâlarımı, bitirdim.
Dönüşte ağlayan yaşlı teyze sakinleşmiş araçlarına doğru ağır, ağır gidiyorlardı.
Tam onları geçerken Ahmet abi diye biri seslendi döndüm, yıllardır tanıyıp merhabalaştığım Çelebi’li genç bir arkadaş, döndüm hal hatır sorduk yaşlı teyze kayın anasıymış tanıştırdı.
Yaşlı teğze bana oğlum Allah aşkına gitme evimiz yakın bahçede hep birlikte bir çay içelim, benim anlatacaklarım var, içimi boşaltayım dedi.
Genç arkadaşda abi lütfen gidelim dedi.
Onlar kendi araçlarıyla genç arkadaşta benim araca bindi gittik. İki katlı ev çok güzel bir bahçe kamelyada oturduk, çay demlenip gelinceye kadar, yaşlı teyze çok şeyler anlattı.
Yolda damadı olan genç arkadaşda yol boyunca anlattı.
Teyze evladım şairmişin bunları yazda ibret alsınlar. İki oğlum ikide kızım var kızlar kabristanda yanımda olanlar.
Oğullarım babaları ölünce geldiler, ne varsa paylaşıp gittiler,
Kocam öleli dört yıl oldu hastanede yattım.
Yine gelmediler ne var bu zıkkım olası dünya malında, mal için bizlerden geçtiler. Yaşlı teyzenin derdini dinledik, çayımızı içtik, vedalaşırken yavrum bunları hep yaz diye vebâl verdi, kalanıda şiirle anlatmaya çalışalım.
Sil teyzem, şu gözyaşını
Dünya boştur biliyosun
Öptün geldin baş taşını
Dünya boştur biliyorsun
Edenler mutkak’a bulur
Gitmez mal ondanda kalır
Sen kendini yorma nolur
Dünya boştur biliyorsun
Tadanlar pek çok bu derdi
Gözükmüyor dağın, ardı
Çıkar hırsı sarmış yurdu
Dünya boştur biliyosun
Ne hâle gelmiş bu vatan
Mal değildir mal ağlatan
Gafiller özlüyor atan
Dünya boştur biliyosun
Üç günlük dünya burası
Azıyor gönül yarası
Zıkkım olsun mal, parası
Dünya boştur biliyosun
Ödüoğlu içim sızlar
Denenin çoğunu gizler
Âh ulân merhametsizler
Dünya boştur biliyosun.
Sağlıcakla kalın
Ahmet Ulusoy