Savaş ve Çocuklar

İnsanlık tarihi zaferler ,acılar, yıkımlar ve yeniden doğuşlarla örülüdür; ancak bu öykünün belki ‘de en acımasız ve karmaşık bölümü, yine insanlık tarihi kadar eski olan savaşların, sürekli tekrar eden yüzüdür. Savaşlar yalnızca toprak, kaynak ya’da iktidar mücadelesi değil ;bir grubun varlığını koruma ,milliyetçilik ,etnik kimlik, dini inançlar gibi nedenlerden’de kaynaklanabilmektedir .Bu çatışmaların ardında yatan psikolojik dinamikler’de vardır.Korku ,güvensizlik, tehdit algısı, belirsizlik ve hayatta kalma içgüdüsü çoğu zaman savaşların fitilini ateşleyen kolektif bir davranışa dönüşebiliyor.Bazı psikologlar, savaşın insan doğasında iz bırakan evrimsel bir miras olduğuna işaret ediyor. Binlerce yıl önce İlkel topluluklar, yani atalarımızın hayatta kalabilmek ve sınırlı kaynaklar için yaptıkları mücadele ve savaşlar ne yazık ki; binlerce yıl sonra kapitalist dünyada yeni pazarlar ve egemenlikler kurmanın bir yolu haline gelmiştir.En eski yazılı kaynaklardan yola çıkarak ,insanlık tarihinde 15 bin civarında savaş yaşanmıştır.Tarihin hangi döneminde yapılmış olursa olsun savaşlardan psikolojik ve fiziksel olarak en çok masum çocuklar etkilenmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre ; savaşta ölümler ve çekilen sıkıntılar en duyarlı grup olan beş yaş altı çocukları etkilemekte ve savaş sırasında çocuk
ölümlerinin %5 i direkt travma nedeniyle , %95′ i açlık ve çeşitli hastalıklar nedeniyle oluşmaktadır. Son on yılda iki milyondan fazla çocuk ,savaş bölgelerinde ölmüş, dört milyondan fazla çocuk kalıcı olarak sakatlanmıştır.
Savaş nedeniyle milyonlarca çocuk ,öksüz ve yetim kalmış.,milyonlarca çocuk evlerinden ayrılmış,işkence,şiddet ve tecavüzlere maruz kalmışlardır. Savaş psikolojisi nedeniyle anksiyete ve depresyon savaş mağduru çocuklar arasında yaygın olarak görülmekte. Savaşların bir diğer soğuk yüzü, sayısı en az 250 bin civarında olan ve savaşmak zorunda bırakılan 14 yaş altı çocuklardır.
Son 15 aydır İsrail tarafından bombalanan Filistin’ de küçük bir çocukla yapılan röportaj da “Büyüdüğünde ne olmak istiyorsun? ” sorusuna .Küçük çocuğun acı bir tebessümden sonra”Biz Filistinli çocuklar büyüyemeyiz her an vurulabiliriz, yolda giderken öldürülebiliriz işte ;Filistin’ de hayat hep böyledir.” cevabı aslında savaş kurbanı çocukların psikolojilerini, çaresizliklerini, savaşı ve ölümü zorunlu kabullenişlerini gösteren ve konuyu özetleyen en vurucu cümledir.
Savaşların olmadığı,tüm çocukların mutlu olduğu,barış dolu bir dünya dileğiyle.
“Nefes alıyorsak,hala umut var demektir.”
Kalın sağlıcakla
Zerrin Tunalı
