DSP İstanbul il başkanı Çiğdem Mercan: 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı basın bildirisi yayınladı.

İl Başkanı Mercan mesajında şu görüşlere yer verdi.
“19.yy sanayi devrimi ile beraber, emekçi nüfusu attıkça, ciddi olmaya başladığını da görüyoruz.
Sanayi kollarının çeşitlenmesi ve üretimin artması, işçi sınıfının da nüfusça daha kalabalık hale gelmesinde büyük bir faktör olduğunu gözlemliyoruz.
Sonuçta batılı sanayi ülkeleri, işçi-işveren ilişkilerini çözmek üzere yeni yasalar geliştirmeye ve devlet/hükumet hakemliğinde sorunların üstesinden gelmeye gayret etmişlerdir. Böylece işçinin refahtan daha büyük pay almasının ve çalışma koşullarının düzeltilmesi amaçlanmıştır. Ancak süreç maalesef zaman zaman kan dökülmesine de yol açabildiği gibi, devlet-işveren egemenliği yaşamın her yönüne hakim olmuş, işçi-emekçi kesimi ise kapitalist/oligarşik bir düzende ezilen ve sömürülen sınıf olarak kalmıştır.
Batılı devletler ile aynı zaman ve tempoda başlamamakla birlikte, bizde de gelişme yolunda olan sanayide çalışanlar için de bir takım düzenlemelerin gerektiği anlaşıldığından, ilk yasal düzenleme 1877 yılında Mecelle’de yer almıştır.
Üzerinden neredeyse 150 yıl geçmesine rağmen çalışanlarımız, ne hak ettikleri ücret ve yaşam standardına kavuşabilmiş, ne de toplumda gerektiği gibi sesini yükselten sınıf olabilmiştir. Bu durumu, işçi-emekçinin bir eksikliği değil, işbirlikçi sermayenin düzenlediği bir kısım askeri darbeler ile, uygulanan eğitim sisteminden kaynaklandığını görüyor ve biliyoruz.
Çalışanın bir buçuk asır içinde kazandığı haklar bile tek tek alındığı gibi, ücretler erimekte, yaşam düzeyi açlık sınırı ve altına itelenmiş olmaktadır. Halbuki, genel başkanımız Bülent Ecevit’in çalışma bakanı iken kabul edilen 17.07.1964 tarihli Sendikalar Kanunu ile Toplu Sözleşme, grev ve lokavt haklarının bile, hukuken olmasa da, fiilen uygulanamadığını görmekteyiz. Üstelik, “sığınmacı” adıyla anılan ve yurttaşımız olmayanların ucuz el emekleriyle, çalışanımızın emeği gün geçtikçe değersizleşmektedir.”diyen Başkan Mercan sözlerine şu şekilde devam etti.

“Buna karşın, çoğu işbirlikçi sermaye adamı olan TÜSİAD gibi kapital toplulukları, egemenliklerini sürdürecek taslak anayasalar bile hazırlatmayı kendilerinde hak görmektedirler.
Tüm bu olumsuzluk ve çelişkilere rağmen, sınıf mücadelemiz sürecektir. Bunda azimli ve kararlıyız. 1912 yılından beri ülkemizde, zaman zaman kesintiye de uğrasa, 1 Mayıs’ı kıvançla , coşkuyla kutluyor ve aydınlık günlere kavuşacağımıza olan inancımızı gururla haykırarak, “çokça üreten, hakça bölüşen” bir Türkiye Cumhuriyeti özlemimizi tekrarlıyoruz.”dedi.

Haber
Yasemin Tiryaki Acar