Değerli okurlarım:

Kaleme almış olduğum yazılarımda kimi zaman toplumsal konuları, kimi zaman sağlık, siyaset başta olmak üzere geçmişimizden günümüze bir çok konuda.

Işık olmaya,

yol gösterici olmaya elimizden geldiğince çalışıyor, gayret ediyorum.

Gönül isterki her zaman keyifli konuları siz okurlarımla paylaşalım.

Malesef toplumda öyle olaylara tanık oluyoruz ki kanayan bir yaraya parmak basmadan malesef geçemiyoruz.

Bazen dostlarımdan..

Bazen de takipçilerim ve okurlarımdan..

Şu şekilde mesaj alıyorum.

Makaleniz özgünmü..?

Her hangi bir yerden alıntı yapıyor musunuz.. ?

Kaleme aldığınız konuları nerden nasıl buluyorsunuz..?

Hemen söyleyim.!

Yazılarım kesinlikle özgün.

Kimi zaman arasıra yazımın sonuna veya başına örnekleme vermek adına büyük üsdatlardan alıntı yapmışlığım vardır.

Onun dışında tüm yazılarım tamamen orjinal ve özgündür.

Konuları nasıl bulduğuma gelince,

Her şey anlık oluyor.

Anlık gelişiyor.

Ya bir sohbette,

Veya gelen bir ihbarka yapılan inceleme sonucunda..

Yada günlük yaşantımızın bir anında.

Yazı ortaya çıkmış oluyor.

Siyasi yazılara gelince önü çok açık.

Her gün kaleme alınsa bitecek gibi değil.

Diyelim ve konuya girelim..

Bu makalemde:

Bir çok insanın mağdur olmasına sebep olan kefillik, konusunu sizlerle paylaşayım istedim.

Yani:

Bazen kıramadığınız dost ve arkadaşınızın ısrarı ile,

Bazen de bir yakınınızın ricası ile kefil olursanız..

Maddi ya da manevi olarak dara düşmüş birine yardımcı olmak gayesi ile Allah rızası gözetilerek başlanan kefillik sürecinde.

Zor durumdan kurtardığı insanlar tarafından bazen mahcup, bazen de ekonomik olarak kayba uğramak kabul edilecek bir olay olmasa gerek.

Bir kaç gün önce bir dost meclisinde

sohbet esnasında.

Bir arkadaşımız şöyle bir ricada bulundu.

“Ben yıllarca yan yana oturduğum esnaf komşumun ricasını kıramadım kefil oldum.

Olmaz olasaydım. Başıma gelmeyen kalmadı.

Komşum iflas etti. Borç başıma kaldı.

Yaz kardeşim her keze ibret olsun.

Kimse kimseye kefil olmasın.”dedi.

Lakin bulunduğum ortamda.

Kefillik konusunda bir den fazla, fazla kişi mağduriyetini ve sıkıntılarını dile getirmesi üstlenmiş olduğumuz vazife itibari ile konuyu kaleme almam elzem hale geldi.

Kefil olduğunuz/olduğumuz..

Dostumuz,

Arkadaşımız,

Yakınımız kefil olmamızdan mütevellit.

Borcundan kurtulur.

Rahatlar..

Lakin kefil olunan borcu, borclu ödemez ise vay geldi.

Başınıza..

Kefilliğe başka bir konudan bakacak olursak.

Şöyleki:

Kız bizim oğlan bizim misali dünürcülük (kız isteme) merasiminde.

Aracı olupda.

Allahın emrini anarak kız isteyip oğlana kefil olduysanız.

Bittiniz demektir..!!

Ne beddualar alırsınız.

Bilesiniz..

Neden mi..!

Mutlu olunan bir evlilik var ise kimse aracıya gelip teşekkür etmiyor. Hani meşhur bir ata sözümüz var ya “iyi olursa Allah’dan kötü olursa kefil, sebeb olan ocağın batsın gözün kör olsun.” vb sözler duymanız mümkün dür.

Konuyu daha fazla uzatmayalım. İşin içerisinde.

Kefillik olunca daha dikkatli ve tedbirli olmanızı tavsiye ediyorum.

Bir tanıdığınız sizin kefilliğinize ihtiyaç duyulursa, o kişi mağdur olmasın diye kefil olupda.

Kendinizi

MAĞDUR etmeyin.

Değerli okurlarım ne demek istediğim gayet açık ve net anlaşılmıştır.

Umarım…

Kalın sağlıcakla

Kenan Akçahanoğlu