Şekil renkleri

Metin renkleri


Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

İMAM HÜSEYİN FİLİZ GAP TAMAMLANMADIKÇA SİSTEM TAM İŞLEMEZ DEDİ.

1 sene önce
86 izlenme
Favorilerime Ekle
Favorilerimden Çıkar
Lütfen bekleyiniz...
Geniş Ekran Dar Ekran
Reklam 20 saniye sonra kapanacak.
Reklam
Reklamı Geç

Mehmet Çatakçı
TBMM de görüşülen 2023 bütçesinde Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı bütçesinde İYİ Parti adına söz alan Gaziantep Milletvekili Prof.Dr.İmam Hüseyin Filiz Gap üzerine konuştu

Filiz”    Değerli milletvekilleri, Güneydoğu Anadolu Projesi, diğer kalkınma projelerinin en büyüğü ve en eskisidir. “GAP” deyince ilk olarak akla “GAP’ı gaptırmam.” sözlerinin sahibi, GAP’ın emektarı 9’uncu Cumhurbaşkanımız büyük devlet adamı Süleyman Demirel gelmektedir; rahmet ve minnetle anıyorum, mekânı cennet olsun.

Değerli milletvekilleri, GAP kapsamındaki enerji projelerinde yüzde 92 oranla bir ilerleme kaydedilmiş ancak sulamada planın oldukça gerisinde kalınmıştır. Proje kapsamında 1,8 milyon hektar arazinin sulanması hedeflense de 1 milyon hektardan fazla arazi hâlâ suya hasret beklemektedir. Projede yer alan Adıyaman’da Koçali ve Gömükan barajları, sulamaları ve inşaatları; Batman’da Ambar, Bulaklıdere, Kıbrıs, Karacalar barajları projeleri beklemektedir. Şanlıurfa’da Siverek-Hilvan pompaj sulaması henüz proje aşamasındadır. Seçim bölgem Gaziantep’teki Kayacık Barajı’nın sulama kısmının bir bölümü yine proje hâlinde olup tamamlanmamıştır. Ayrıca Araban ilçesindeki Çat Boğazı, Araban ve bölge köylüleri tarafından umutla beklenmektedir.

Değerli milletvekilleri, GAP Master Planı’na göre bölgeyi tarım ve tarıma dayalı ihracat merkezi hâline getirmek hedeflenmiş ise de örneğin 2001 yılında GAP bölgesinden yapılan 13 milyar dolarlık ihracatın sadece 831 milyon dolarlık kısmı tarım ve ormancılık ürünlerini kapsamaktadır. Bu miktar gerçekten düşüktür. Bu kadar araziye karşılık tarım ürünlerinde bu kadar az ihracat yapılacak, bu kabul edilebilir değil. İktidara sesleniyorum: Kanal İstanbul ile uğraşacağınıza, Sudan’da, Venezuela’da toprak kiralayacağınıza, bölgemiz için hayati önemi olan sulama projeleri tamamlansaydı Güneydoğu’da bir Hollanda yaratılabilir hem milyarlarca dolarlık tarım ürünü ihraç edilir hem de dışa bağımlılığımız ortadan kalkardı.

Değerli milletvekilleri, Güneydoğu Anadolu Projesi’nin temel hedefi bölge halkının gelir düzeyi ve hayat standardını yükseltmek, bu bölgeyle diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak olmasına rağmen bu konularda başarı olduğu söylenemez. Ülke genelinde fert başına düşen en düşük millî gelir ortalaması GAP bölgesindedir. Gaziantep ve Kilis’te Türkiye ortalamasının yarısı civarında, diğer illerde ise yarısından daha azdır.

Değerli milletvekilleri, GAP bölgesinde işsizlik bir sorun olarak devam etmektedir. TÜİK verilerine göre ülkemizde işsizlik oranının en yüksek olduğu iller yüzde 30’la Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt olmuştur. Bu oran çok ciddidir, işsizliğin bu kadar yüksek olmasının sosyal sorunlar yarattığı ve madde kullanımını tetiklediği, gençlerimizin geleceğini kararttığı gerçeği de bilinmelidir. Ayrıca bölge şehirlerinde sanayici, esnaf, köylü, çiftçi, memur, emekli ve dar gelirli vatandaşlar mutsuzdur. Elektrik, doğal gaz, akaryakıt, gübre, ilaç fiyatları, kuraklık, ürünlerinin para etmemesi, artan enflasyon ve hayat pahalılığı insanları canından bezdirmiştir. Kuraklıktan dolayı bölgede hububatta verim sıfıra yaklaşmış, pamuk 12, mısır ise 3 liradan, maliyetin altında, tüccarın insafına bırakılmıştır. Hayvancılık neredeyse bitmiştir. Siverek’te geçimini hayvancılıkla sağlayan bir vatandaşımızın feryadına bakın: “Hayvanlarımıza yem alamıyoruz, zor durumdayız. Biz değirmenin alt taşı mıyız? Bütün sıkıntıları biz mi çekeceğiz?” diyor. Bu sese lütfen kulak verin.

Değerli milletvekilleri, seçim bölgem Gaziantep’te Nizip Çayı, Sacır Deresi ve Hancağız Barajı’nın arıtma sularının sorunları hâlen devam etmektedir. Bunlara bir de Doğanpınar Barajı’nın sorununun ekleneceğinden endişe duymaktayım. Nizip Çayı’nın, Sacır Deresi’nin güzergâhları boyunca ve Hancağız Barajı rezervuarındaki suların yöre çiftçileri tarafından sulama amaçlı kullanılması sonucunda bitkilerde verimsizlik, hastalık ve kurumalar olmaktadır. Bu sorunların çözülmesi artık ertelenemez hâle gelmiştir.

Değerli milletvekilleri, 12 Nisan 2018 tarihinde GAP İdaresi Başkanı, GAP bölgesinde yer alan üniversite rektörü ve 3 kalkınma ajansı tarafından imzalanan protokolle GAP Bölgesi Üniversiteler Birliğinin, ÜNİGAP’ın kuruluşu isabetli olmuştur. GAP’a katkı sağlayacak ortak çalışmaların neler olduğunu GAP İdaresi Başkanı ve YÖK Başkanımıza sormak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, GAP projesiyle ilgili olarak 1989 yılındaki heyecana şahit etmiş bir akademisyendim. Güney Doğu’nun çatlamış toprakları suya kavuşacak, ürün miktarı artacak ve yelpazesi genişleyecek, sosyal sağlık ve eğitim alanlarında ilerlemeler kaydedilecek, işsizlik azalacaktı; maalesef olmadı. Yepyeni bir heyecanla GAP’ı tamamlamak herhâlde bize nasip olacak, az kaldı diyorum.

Değerli milletvekilleri, konuşmamın bu bölümünde YÖK bütçesi üzerinde görüşlerimizi dile getireceğim. İlk önce bir tespit yapalım: 127’si devlet olmak üzere 209 yükseköğretim kurumu var ve bu kurumlarda toplam öğrenci sayımız 8 milyon 300 bin civarında. 32.185’i profesör olmak üzere 132 bin civarında öğretim üyesi ve 52 bin civarında araştırma görevlisi bulunmakta. Yirmi yılda üniversitelerimiz o kadar kötü yönetildi ki dünya sıralamasında ilk 100’ü bırakın, ilk 500’e giren üniversitemiz yok; çok büyük bölümünde nitelikli eğitim ve araştırma yok, nitelikli mezunlarımız az, onlar da yurt dışına gidiyor. 1,5 milyondan fazla işsiz mezunumuz var; iş bulamayan, psikolojileri bozulan, intihar eden gençlerimiz var. Bu duruma nasıl geldik? Bu sonuca ulaşmamızda etkili olan faktörleri dört yıldan beri dile getiriyor, görüşlerimizi sunuyorum ama üzülerek belirtmeliyim ki bahsettiğimiz sorunları devlet ciddiyetiyle ele alıp değerlendiren ve tedbir alan bir kurum yok.

Değerli milletvekilleri, yükseköğretimi rayına oturtmak, marka üniversiteler yaratmak inşallah bize nasip olacak. Az kaldı ama ben yine de gitmeden önce kulak vermeleri temennisiyle sorunları, zamanı dikkate alarak, başlıklar hâlinde sıralayacağım.

Kontenjanlar artırılmaya devam ediliyor, üniversiteler kontenjan artışı karşısında ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayamıyorlar. Öğretim üyeleri ve görevlilerinin ders yükleri taşınamaz hâlde. Araştırma görevlilerinin ders ve uygulamalarla fazla yüklenmeleri araştırmalarını aksatıyor. Öğretim elemanlarının maaşları ve ek ders ücretleri yeterli değil. Lisansüstü tezlerin nitelikleri tartışılır durumdadır, üstelik birçok şehirde geçme garantili tez yazım merkezleri, ücret karşılığı tez hazırlamaya devam ediyorlar. Doçentlik sözlü sınavının yapılmasındaki keyfîlik devam ediyor. Yandaş atamalarıyla öğretim elemanı kalitesi düşürülmüştür. Üniversitelerin bütçeleri yetersiz; 127 devlet üniversitesinin bütçesi Oxford Üniversitesininkinden daha azdır. AR-GE’ye ayrılan bütçeler az, buna rağmen rektörlerin, yönetimlerin keyfî harcamaları çok. Daha sayalım mı? Yöneticilerin, özellikle rektörlerin yarıdan fazlasının uluslararası yayınları yoktur ve yayınları hiç atıf almamıştır. AK PARTİ’nin siyasi vesayeti üniversitelerde kabul edilemez şekilde devam etmekte. Rektörler, donanımlı akademisyen adaylarının yerine, YÖK’ün uyarılarına rağmen kadro ilanlarına özel şartlar ekleyip adrese teslim atamalar yapıldı. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Şahsım hükûmeti gibi şahsım üniversiteleri yaratılmaktadır. Rektörlük makamına arada sırada uğrayan ya da siyasetçilerle saha çalışması yapan ya da bilim insanı sıfatını taşıdığı tartışmalı olan rektörler var. Derslerin içeriklerini bilim ve teknolojinin gereklerine göre güncellememe, eğitim ve araştırmaların liyakatsiz kadrolara bırakılması ama en önemlisi de eğitimdeki ciddiyetsizlik sorununu devam etmektedir. Bütün bunlar olurken YÖK maalesef seyirci kalıyor.

Değerli milletvekilleri, Einstein’ın dediği gibi, bir ülke iyi eğitilmiş gençleri kadar güçlüdür. Gençlerin iyi eğitilmesi güçlü üniversitelerle, güçlü eğitim sistemiyle olur. Bilim ve teknoloji üretmeleri yanında üniversiteler, özgür düşünceyle gerçeğin arandığı, sorgulamanın, tartışmanın eleştirel düşünmenin öğretildiği, bilimsel düşüncelerin ortaya konulduğu çok önemli kurumlardır. Endüstri 5.0, Tarım 5.0 gibi kavramlarla birlikte baş döndürücü teknolojik değişim ve bunun sonucunda ortaya çıkan yapay zeka, nesnelerin interneti, robotik, blok zincir, nanoteknoloji, dijital dönüşüm gibi kavramların günlük hayata entegre edileceği Toplum 5.0 anlayışına uygun nesillerin yetiştirilmesinde üniversitelerin rolü büyük olacaktır. Üniversitelerimiz bu fonksiyonlarını yerine getirebiliyorlar mı ya da getirebilecekler mi tartışılmalı ve YÖK Başkanımıza sorulması gereken soru da budur.

Sayın YÖK Başkanım ve Sayın Bakanım, yükseköğretim kurumları sınavlarında görmezden gelmeye devam ettiğiniz, kendi bölümlerine eksi netle veya 1’in altında netle kabul edilen öğrencilerle bu hedeflere nasıl ulaşacağız?

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ’nin yirmi yıllık uygulamalarında üniversiteler konusu hep sürüncemede kalmış, öğrencilerin ve üniversitelerin sorunları katlanarak devam etmiştir; tenkidimiz bu yüzdendir,”dedi.

Reklam
Kullanıcı
Mustafa Doğan
Kanalda toplam 2544 adet video bulunuyor.
BU VİDEOYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorum Yap

Bu konuya henüz bir yorum yapılmadı.