Yıl 5 Aralık 1934′ Türkiye Büyük Millet Meclisince kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan yasa da
M. K. ATATÜRK’ün  Cumhuriyetçilik ve halkçılık ilkelerinin başlangıcını yaparak Türkiye’de Kadınlara gösterdiği değer belgelenmiştir.

Yıl 24 Mart 2023 Türk kadınını ötelemeye 2. sınıf haline getirmek istenen düzende tekrar yürürlüğe sokulmaya çalışılmakta.
Her kafası çalışan kadının bağımsız olarak ona tanınan bu haklardan vazgeçmemesi sonuna kadar mücadele etmesi gerekiyor.

Korkmak, yılmak, acizliktir. insanların cinsiyet farkı olabilir güç farkı da olabilir biyolojik olarak ama akıl, fikir, pratiklik ve zeka olarak çok daha iyi düşünebilen bireyler olduğunu unutulmamalı bir kadının.

Annedir o kadın koruyan kollayan bedeninden can koparak getirdiği
evlatlarını yetiştirmek hayata hazırlamak başlıca görevi olmuştur onun.

Bunlar çok iyi bilinse de saf dışı haline getirilmeye çalışan yoz yobaz olan bazı zümreler kadınların üzerine oyun oynamakta.

Bir kadın özel olduğunu unutmamalı kendisinin özgür olmayacağı bunu
yaşayamayacağı hayatı kabul etmemeli.

Esaret zayıf karakterli insanların üzerine konar.
Kadın güçlüdür inanıyormuş gibi yapıp yine bildiğini yapar bunu bilmeyen tahmin edemeyen zihinler ise sonunda gerçeği er geç anlayacaklardır.

Kendilerine verilen bu hakları geri çevirecek korkularına yenik düşecek kadınlar yaşadıklarına bir baksın diyorum, çektikleri eziyetlere dışlanmalarına öteleştirmelerine baksınlar ne demek istediğimi anlayacaklardır.
Mesela rahat dolaşabileceklerini mi zannediyorlar dışarıda bağımsız özgürce korkmadan?

Yapmak istemedikleri halde daha da baskıcı hale gelebilecek düzene boyun mu eğecekler?

Okumak çalışmak kendi ayaklarının üzerinde durmak mı istemezler?

Kadının sadece çocuk doğurmak, evde temizlik yemek yapmak, kocasına hizmet etmek gönlünü hoş etmekten mi ibarettir bir kadın?

Bir uygarlığın seviyesi orada yaşayan kadınlardan belli olur.
ve yaşanan toplumda kadının Özgür gelişimi benimsenmeyecekse o toplum tekrar yeniden şekillendirilmeye mecburdur.

Bir kadının görselliğinden çok bilinciyle zekasıyla ilgilenilseydi gelişim kültür seviyesi de farklı olurdu.

Cahilliği kolaylığı korkularıyla sarılan bunu benimseyip hayatına sokan onunla yaşamayı öğrenen her kadın mutsuzluk yolunda adım atmış demektir.

Çaresiz bir kadın içtenliği ile isteyip buna direnirse ve kendi gözyaşını kendi silerse çaresizliğini de bitirir o anda.

Tutkularıyla sever bir kadın onu anlayan bir adam bulduğunda sadakatı ile eşlik eder hayatı boyunca.

Omuz omuza verdikçe, güçlü duruşlarıyla hayata yön veren dünyayı değiştirmeye tek aday kişilerdir kadınlar ve ona eşlik edebilecek adam gibi adamlarla ….

Sakinlik dostluk ve sevgide kalın…

Emel Araz