Şekil renkleri

Metin renkleri


Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

Öz Vatan’dan Anavatan’a Türkmen Göçü

2 sene önce
541 kez okundu
Öz Vatan’dan Anavatan’a Türkmen Göçü

Acıların Başkenti Talefer…. Bir Ağıt Bir Türkü… Öz Vatan’dan Anavatan’a Türkmen Göçü;

Telafer Türkmen kimliğiyle tanınmış bir şehir. I. Dünya Savaşı akabinde 1920 Haziranındaki direnişleri tarihe Telafer Devrimi olarak geçti. Peşi sıra tertip edilen Özdemir Harekâtı’da bunun devamı niteliğindedir. 1926 Ankara Antlaşması’yla Türkiye’nin yöreyi terk etmesinden sonra İngilizler 1932’ye kadar bölgeyi Manda Yönetimine bağladılar. II. Dünya Savaşı öncesinde ve esnasında Telafer için baskı ve isyan geleneği değişmedi. Ancak II. Dünya SavaĢı sonrasında kendini Irak Meclisi’nde temsil imkânı buldu. Fakat Irak’ın 1959’da Bağdat Paktı‟ndan ayrılıp Sovyetler Birliği’ne yanaşması ve 60’lı yıllardaki askerî darbeler zinciri Baas İktidarı uygulamalarını başlattı. Fakat 1979’da Saddam Hüseyin’in başa geçmesi Türkmenler için en kötüsü oldu. Tüm Türkmenler üzerinde koyu bir Araplaştırma politikası uygulandı. Saddam‟ın Kuveyt‟i ilhakı sonrası başlayan ABD İşgali (1991) ve 36. Paralel’in üstünün Barzanî ve Talabanî’ye terki Türkmenleri iki arada bir derede bıraktı. 2003’teki son ABD İşgali sonrasında Telafer’in üst üste bombalanması üzerine 1920 Devrimi’ne benzer bir direniş başlatıldı. Daha sonraki yıllarda ise İŞİD bölgeye hâkim oldu; böylece din, mezhep ve milliyetler üzerinde bitmeyen bir savaş başladı.

 

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütün Musul ve Kerkük ile Türkmenlerin yoğun olarak yaşadıkları kentlerde hakimiyet kurması, 2014’te kenti ele geçirmesinden sonraki süreçte bazı Türkmenler Telafer’de kalırken bazıları kentten ayrıldı. Ayrılanların bir bölümü de Irak’ın farklı yerlerindeki kamplarda yaşamaya başladı. Iraklı Türkmenlerin desteğiyle; Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ve Türk Kızılayı tarafından inşa edilen kamplarda kalanlar, farklı dönemlerde buraya gelen Telaferli Sünni Türkmenlerden 150 bin kadarı Türkiye’ye göçtü. Bursa’ya ise 150 hane 2014-2016 yılları arasında yerleşmeye başladı. Toplamda bin 153 Türkmen Bursa’da binbir mücadeleyle var olma savaşı veriyor. En Dergi olarak Türkmenlerin misafiri olduk.

 

Bursa’da Türkmenlerin bir derneği var. 2017 yılında kurulmuş. Bursa Irak Türkmenleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği isimli kuruluşun resmi olarak 26 Türkmen üyesi bulunmasına rağmen 150 ailenin her ihtiyacında onların yanına koşan tek kurum. Derneğin başkanlığını tercumanda olan İsam Abdülkadir üstlenmiş. Başkan İsam Abdülkadir ile buluştuk ve Türkmen ailelerin yaşam savaşına kulak verdik, dertlerini onların gözleri üzerinden not aldık.

 

“Geçim Sıkıntısı Türkmenleride Etkiliyor!”

 

İlk durağımız Türkmenlerin Bursa’da yerleşik halde kaldığı 65 bine varan nüfusu ile en büyük mahallesi Bağlarbaşı’nda 5 çocuklu bir aile. Kapıyı 40 yaşlarında Ahlem Hezo açıyor. İçeride cıvıltılarıyla neşe saçan 5 evlat var. Muhammed 18, Seher 17, Fatih 14, Semir 11, Semar 9 yaşında. 2015 yılında Türkiye’ye göçen ailenin babası Salim Hezo 2016’da geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını kaybediyor. Evin geçimini Kızılay’ın her ay düzenli verdiği 750 lira ile 18 yaşındaki Muhammed’in okulu bırakmasıyla başladığı günü birlik kazancı ile karşılıyorlar. Evin en küçüğü Semar’in hayali resim öğretmenliği, İmam Hatip’te okuyan Semir henüz hangi mesleği yapacağını düşünmezken aynı okulda okuyan kardeşi Fatih ise savcı olmak istiyor. Çıkıyoruz evden 12 dakikalık bir yürüyüş sonrası sonraki durağımız ailenin liderliğini 69 yaşındaki Muhammed Yunus. Muhammed Yunus’un 3 kızı 1 oğlu var. 2015 yılında geldikleri Bursa’da bir apartmanda neredeyse tüm aile kalıyor. 39 yaşındaki oğlu Başar şöförlük yapıyor. Torunları Sületyman 12, Sidra 13, Tebarik 15, Muhammed 7, Raşa 18, Aya 17, Ahmet 13, Sadık 14 tanışıyoruz. Sidra ingilizce Öğretmenliği Süleyman ise Bilgisayar Mühendisi olmak istiyor. Muhabbetimiz sırasında Sidra’dan “Bizim Bayrağımız” şiirini güzel sesinden dinliyoruz. Muhammed Yunus yakın zamanda sağlık sorunları yaşayarak amaliyat olmuş, stent takılmış, gözlerinden de problemli olduğunu beyan ediyor. Oradanda ayrılıyoruz. Yolda Başkan isam Abdulkadir; Türkmen esnafların olduğunu söyleyince birlikte esnaflara gidiyoruz. İlk durağımız bir bakkal. Sahibi bir futbolcu olan Burhanettin Muhammed Ali 35 yaşında. 2019 yılında açmış dükkanını. Tüm aile bakkalın ortağı. Türk vatandaşlığını alamadığı için futbol hayatının sonlandığı için üzgün olduğunu söylüyor. Çıkıyoruz ikinci durağımızda bir market. Marketi 46 yaşındaki 2016 yılında Bursa’ya gelen Hasan Ahmo işletiyor. Bu işletmeninde ortakları aile. Son durağımız ise kahvehane işleten 45 yaşındaki 2016 yılında ülkeye gelen Uday Heze. Çaylar geliyor. Yanımızda aynı zamanda dernek yönetiminde olan 49 yaşındaki elektrikçi Muhammed Abbas var.

 

“Yaşadığınız Toprağın Gölgesinde Sığındığınız Bayrağın Kıymetini Bilin!”

 

Sözü Başkan İsam Abdülkadir’e bırakalım. 2014-2015 yıllarında yurtları işgal edilen, özlük haklarını kaybeden Türkmenler bin 450 kilometrelik aylarca süren Suriye’de onlarca kez ölümle burun buruna gelerek çileli bir yolculuktan sonra Türkiye’ye geldi. Telafer’in Türkmenleri öz yurtlarında artık vatandaşlık istiyor. Başkan Isam Abdulkadir; “Türkiye’de toplamda 150 bin kadar Irak Türkmen var. 60 bini Ankara’da, 25 bini İstanbul’da kalanı da diğer illerde. Türkiye’de geçici göçmen statüsündeyiz. 200 yıl boyunca topraklarımızda dayandık, kaldık bayrağımıza, dinimize, dilimize, kültürümüze sahip çıktık. Irak ve Suriye’nin devlet birliği bozulunca İŞİD bu ülkelerdeki Türk Dili konuşan bölgelere saldırdı. Buralardaki kütükleri yaktı, yok etti. Türkiye; Anavatan’a çağırınca binbir zahmet ve çile ile düştük yollara. 6 yıldır Türkiye’de yaşıyoruz. Öz vatanımızda artık yabancı gibi olmak istemiyoruz. Türkiye Vatandaşlığı hakkına bizlerde kavuşmak istiyoruz.Türkiye vatandaşlığı talebimiz yasal haklar için, gün gelecek Talefer özgürleşecek, bizlerde öz vatanlarımıza döneceğiz. Kalıcı olmak gibi bir tasarrufumuz yok. Burada bize Suriyeliler gözüyle bakılması gururumuzu kırıyor ki; Suriyelilere bile daha fazla değer veriliyor. Oysaki; biz Türkiye’yi sevmekten başka hiçbir şey yapmadık.Türkiye’nin öz evlatları olarak bu ayrım nedeniyle boynumuz bükük. Parası olan, 3 yıl yerleşik olarak hiç ikametgahından ayrılmayan Suriyelilerin vatandaşlığa alındığını duyuyoruz. Geldiğimiz ilk yıllarda çocuklarımızın kimlikleri olmadığı için okullara yazdıramıyorduk. Allah razı olsun büyüklerimizden devreye girdiler bu sorunu hallettik. Bin 100 Türkmen bu yurtta Uluslararası Koruma Kapsamında Mülteci Statüsünde yaşıyor. Geçmiş yıllarda sağlık sorunlarımızda devletten yardım göremiyorduk. Ama onlarında bir kısmı yoluna girdi, aileler o konuda rahat. Orman yangınlarında gönüllü listesi oluşturduk, yarım saat içinde 91, 3 saat sonra 309 kişi bölgeye gitmek için başvurdu. Toplam 4 esnafımız var. 2 market, 1 kahvehane, 1 lokanta. Dernek olarak biz 15 aileye her zaman yardım ediyoruz. Ramazan aylarında ise yardımseverlerimiz bizi buluyor, her aileye ulaşıyoruz. Vatandaş olamadığımız için SGK problemimiz var. Sigorta aritmatiğinde bu nedenle yokuz. SGK’sız günlük olarak çalışabileceğimiz yövmiyeli inşaat işçiliğinden tarım alanlarına kadar 6 sektörde Türkmenler çalışıyor.Türkiye’de bir vatandaşımızın parmağına iğne batsa bizim ciğerimiz dağlanır. Yaşadığınız toprağın, gölgesine sığındığınız bayrağın gölgesinin kıymetini bilin. Türkiye bizim için çok değerli. En büyük sıkıntımız geçim sıkıntısı. Ülkede son aylarda yaşanan peş peşe zamlar bizleride üzüyor ve düşündürüyor. Bir çare arıyoruz. Allah Türkiye’ye zeval vermesin. ” dedi.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorum Yap

Bu konuya henüz bir yorum yapılmadı.