OHHHH!!!
Televizyon kanalları arasında geziniyorum…İçim şişince, hooop internetteki haber sitelerine atıyorum kendimi!
Vakit bolluğundan değil, yurdum insanı ne yapar ne yer ne içer ne ile meşgul olur, acep arpa boyu ilerlemiş olabilir miyiz merakımdan oluyor bütün bunlar.Yoksa bana kalsa televizyonun açma kapama tuşunun bile nerede olduğunu unutmuş insanım ben.
Dediğim gibi, ülkenin hali nedir ne değildir diyerek son birkaç gündür fırsat buldukça dolaşıyorum TV kanallarımızla, gazetelerin internet sayfaları arasında.
Ve maalesef yıllardır değişen hiçbirşey olmadığını görünce, içimden yine “Arpa boyu yol alamamışız!” diyorum.
Yol alsak iyi, ülkece ikinci lige düşen takım modundayız!
Yine baştakilerin koltuk sevdası, yine yalanlar dolanlar talanlar, yine incir çekirdeğini doldurmayan boş lakırdılar…
Diğer taraftan daha da mutsuzluşan halk, öz kızına defalarca tacizde bulunup “iyi halden” indirim alan baba haberleri…
Çarpık ve ahlaksız ilişkiler, ayyuka çıkan zina konuları ve üstelik zina yapanların iğrenç seviyedeki pişkinlikleri!
Hayvan dostlara yapılan zulümler, eziyetler…
Sözüm ona TV. dizisi adı altında beyinleri yıkayan, şiddete teşvik eden, hile ve tabii ki yine ahlaksız ilişkiler için cesaretlendiren içerikler…
Bütün bunları görünce daha fazla dayanamıyorum!
Midem bulanıyor…
Bu yüzyılda insan olmaktan utanıyorum.
Ve sonra haydaaaaa….Yine bir sorgulama başlıyor bende! Doğru zihniyetler arasında, doğru ülkede mi yaşıyorum diye…Bende mi bir tuhaflık var, yoksa hakikatten Türk insanının bilime, doğaya, okumaya, teknolojik gelişmelere karşı hiç mi açlığı yok diye.
Bireysel olarak kendini geliştirmeye bu kadar mı uzak yurdum insanı diye…
Öğrenmeye, araştırmaya ve keşfetmeye bu kadar mı kapalı hafızaları diye…
Yıllarca aynı uyduruk haberleri, yeni ya da doğru haber olarak dinlemek ve izlemek…Daha doğrusu, yıllarca aynı tavada ısıtılıp yeniymiş gibi sunulanları analiz etmemek, idrak etmemek ve sorgulamamak…
Yurdumun güzel insanları bu derece mi kapatmış kendini okuduğunu ve izlediğini anlamaya?
Bu kez düşündükçe şişiyor, şiştikçe de daha fazla düşünmekten beynim patlıyor!
Dünya haberlerine geçiyorum sonra; elalemde neler olup bitiyor bileyim derdiyle. Olur ya, belki de kendi insanıma haksızlık ediyorumdur! Belki dünya insanlarının da görüş, zihniyet ve mantıkları geriye gitmiştir, tıpkı bizde olduğu gibi!
Yabancı ülke kanallarını dürttüğümde önce derin bir “ohhhh…” diyorum. İçim açılıyor çünkü!
Yok yooook, bize olan benzerliklerinden değil, tam tersi çağı yakalayan ilerici haberleri almak, duymak, öğrenmek ve bilmekten kaynaklı benim “ohhhh…” deyişim.
Kayıp kadim uygarlıklara dair yapılan yeni keşiflerden tutun da, uzaya açılan kapılar hakkındaki bilim insanlarının çığır açan buluşlarına kadar…
Hangi birini sayıp sıralayayım…
İnsanlar adeta aşmış kendilerini, biz halen buralarda dar kalıplarla ve dayatmalarla yaşarken!
Kendimi alamadan her birini hayranlıkla izledim…Sonraki günün gecesi bir daha ve sonraki gün bir daha….
Misss gibi içime işledi medeniyet, bilim, teknoloji, yeni buluşlar ve dumanı üstünde olan belgelenmiş, kayda geçmiş keşifler…
Yani hiçbiri atmasyon değil!
Yalan haber değil!
Göz boyamaca yok!
Uyduruk değil!
Kandırmaca, hile yok!
Neyse o!
Bildiğiniz dümdüz haberler işte! Doğruya doğru eğriye eğri denen, sana bana göre yapılmayan haberler!
Yabancı kanalların ve yabancı haber sitelerinin varlığından Allah razı olsun, sayelerinde insanlık tarihinin en eski çağlarındaki yaşamları da öğreniyoruz, başka yaşam formlarının varlığından da haberdar oluyoruz, dünya dışındaki yeni oluşumlar hakkında da bilgi sahibi oluyoruz.
Her ne kadar bizi kıskanıyor olsalar da iyi ki varlar.
Esen kalın.
Selin Işıl