Hayvanseverler hayvan hakları yasası olarak meclisten çıkan fakat hayvan hakları savunucularının (katliam yasası) olarak adlandırdığı yasa ile ilgili 1 Eylül dünya barış gününde Yenikapıda buluştu.

Ünlü isimlerinde yer aldığı mitingde; Seren SELENGİL, Ajda PEKKAN, Mustafa CECELİ, Çağla ŞİKEL, Bengi BAŞER, Zeynep SADAŞ, Murat EFE, Ceylan ERTEM, Hande YENER, Serap BELOVACIKLI, Ceylan KAYA, Barbaros ŞANSAL, Nasut BEKTAŞ, gibi isimler katıldı.

Mitinge katılan isimler arasında milletvekilleri de vardı.

Dem parti İstanbul Milletvekili Çiçek OTLU verdiği röportajda şunları söyledi; Aslında AKP bu katliam yasasını geçirmeden önce de mesela Arnavutköy belediyesi toplamaya başlamıştı. Aslında can dostlarımızı katledeceklerini biliyorduk. Önce Konya’da, Niğde’de, Ankara Altındağ belediyesinde canlı canlı, diri diri gömerek, işkence ederek, can dostlarımızı katlettiler. Yani bu yasanın katliam yasası olduğunu, can dostlarımızın bir çöp kadar bile değerinin olmadığını, bir çok park ve müdürlüklerden toplamayın, öldürün yönünde talimat geldiğini görüyoruz. Yani binlerce camlarımızın hayatının tehlikede olduğunu, bunların kesinlikle toplayıp, aşılatıp, barınakta yaşatmayacağını biliyoruz. Bu yüzden de en kolay çözümün öldürmek olduğu gözüküyor. Onlar bir katliam yasası hazırladı. Bizde hayvan hakları savunucuları, barınakları reddedenler, onların kendi doğalarında yaşamasını isteyenler olarak mücadeleye devam ediyoruz. Mahalle mahalle örgütlenmeye ve herkesi bu konuda bilinçlendirmeye devam ediyoruz. Bugün mesela kalamışda 20 tane kedi, 1 tane köpek can dostumuz zehirlenerek öldürüldü. Katledildi! Yani bu yasa cezasızlık olduğu için, katletmeye izin verdiği için, insanlar tüm can dostlarımıza şiddet uyguluyor, katlediyor. Buna dur demek lazım. Vicdanı olan herkesi bu yasayı durdurmaya ve bu hayvan katliamını durdurmaya çağırıyorum.”dedi.

Dem parti Mersin Milletvekili Perihan KOCA ise verdiği röportajda şunları söyledi; “Yasa çıkarken hem komisyon görüşmelerinde, hem meclis görüşmelerinde aslında defaatle söyledik, bunun bir katliam yasası olduğunu, hiçbir şekilde evrilip çevrilmemesi gerektiğini ifade ettik. Sadece belediyelerle bu sürecin işlemeyeceğini, gerçekten bir seri cinayet, bir ölüm pornografisi ile karşı karşıya kalacağımızı çok net bir şekilde ifade ettik. Bunun sadece sokaktaki canlarımızın katledilmesiyle de sınırlı kalmayacağını da çok iyi biliyorduk. Şuan da ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti bir katliamlar Cumhuriyetine doğru ilerliyor. Sadece belediyelerde toplama, hapsetme, öldürme politikaları devam etmiyor, gerçekten toplama ve öldürmenin türlü versiyonlarıyla biz karşı karşıya kalıyoruz. Daha yasanın mürekkebi kurumadan ülkenin dört bir yanında karşı karşıya olduğumuz cinayet vakaları bunun ürünüdür. Bir taraftan aslında cezasızlık rejiminden medet uman, oradan yola çıkan bir katliamcı güruh gerçekliği de var. Çünkü aslında bu bir rejim gerçekliği ile ilgili, iktidar bugün ayakta kalabilmek için faşist rejimi inşa etmeye ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden en zayıf halkadan başlıyorlar, en zayıf halka da ne yazik ki bugün işte köpek poğramlarıyla bu süreci işletebilecekleri sokakta yaşayan aslında kentimizin sakinleri olan hayvanlar. Buna biz dur demek zorundayız. Bu yasa ile ilgili sesi, sözü olmayan yurttaşlarımıza da seslenmek istiyorum. Bu hepimizi ilgilendiren bir şey sadece sokak hayvanlarıyla kalmayacağını, artık tanıklıklarımızdan biliyoruz. Kadın cinayetleri aldı başını gidiyor, çocuk cinayetleri aldı başını gidiyor. Kürtlere, Alevilere, Ezilenlere, Emekçilere, İşçilere zülm, sömürü politikaları hepimizin gözleri önünde yaşanıyor. Bu anlamda hepimiz yurttaşlık sorumluluklarıyla davranıp yaşamaktan yana tavır almalıyız. Yaşamaktan yana tavır alan tüm yurttaşlarımız bugün gerçekten Yenikapı’ya akın ettiler. Çok umut verici bir tablo, bunun çok önemli olduğunu ve kıymetli olduğunu söylüyorum. Çıkan kanlı yasa anayasaya aykırı olan bir yasa, anayasaya aykırılık tartışması açtığımız andan itibaren de bunu net bir şekilde ifade ettik. Ama bugün 22 yıldır ülkeyi yöneten siyasi iktidar AKP geldiğimiz aşamada hukuku rafa kaldırmış durumda, bugün Türkiye Cumhuriyetinin mevcut bir anayasası yok. AYM kararlarını tanımıyorlar. 16 Ağustosta biliyorsunuz meclis Can ATALAY gündemi ile açılmıştı. AYM kararı bir kez daha tanınmadı. Şunu bir vekil olarak söylemekten gerçekten utanç duyuyorum ama AYM bugün yok hükmündedir bu yasa diye bir karar alsa da, biz bildiğimizi okuyoruz diye bu süreci yürütecek bir iktidar pratiği ile karşı karşıyayız, o yüzden de esas umut bu yasayı veto ettirecek, bu yasayı geri çektirecek güç halkın gücüdür.”dedi.

Bağımsız İstanbul Milletvekili Nimet ÖZDEMİR verdiği röportajda şunları söyledi. “Belediyeler şuan suç işliyorlar. Evet kanun çıktı ama nasıl toplanacak, kim tarafından toplanacak, ne şekilde toplanacak, yönetmelik yürürlüğe girmediği için şuan toplamalar, eğer kısırlaştırma dahilinde değilse suç işlemiş bulunuyorlar. AYM yasayı iptal etmek zorunda çünkü uluslararası anlaşmalar var. Bu anlaşmalar AYM’nin de üstünde, kanunların da üstünde. Eğer biz uluslararası anlaşmalara karşı gelip bunu onaylarsak bunun yaptırımına da razı olmak zorundalar.”dedi.

İyi Parti İzmir Milletvekili Ümit ÖZLALE verdiği röportajda ise şunları söyledi; “Belediyeler sadece hayvanları toplamıyorlar, bu katliam yasası içimizdeki bir çok caniye aynı zamanda içlerindeki o canice dürtülerini hayata geçirmeye fırsat veriyor. Bunları da çok uyarmıştık biz, yani işin birkaç tane bizi çok üzen boyutları var. Bunlardan bir tanesi dediğiniz gibi bu canlarımız artık sokaklarda cani insanlar tarafından öldürülüyor. Hep şunu söylüyoruz, bu ülkede toplu bir cinnet yaşanıyor. Bu cinnet maalesef hiç bir günahı olmayan hayvan dostlarımızla başlayacak, sonrasında daha fazla kendini koruyamayanlara gelecek. Dolayısıyla burada sorun sadece sokak hayvanları değil, burada sorun bizim artık güvenli bir şekilde, huzurlu bir şekilde, barış içinde, bütün canlılarla beraber, bu ülkede yaşamamızın tehdit edilmesi.”dedi.

Profesör Doktor Bengi BAŞER verdiği röportajda şunları söyledi; “işim açıkçası ben bir çok vicdanlı insan gibi her canlının yaşam hakkını savunanlardanım. Ne olursa olsun bu dünyayı hep birlikte paylaşacağız. Ben öldürmeye külliyen karşı olan biri olarak, çözüm yollarının bir çoğunun tartışması var iken, ortaya bir ölüm yasası ile gelinmesini anlayamıyorum. Hiçbir vicdanlı insanın da bunu anlayabilmesini düşünmüyorum. Böyle bir yasa çıktı, böyle bir yasa bir takım katil ruhlu insanlara, bir takım kriminal tiplere fırsat sağladı ve bunu fırsat bilip canlıları katletmeye başladı. Bu bugün hayvanla başlar insana yönelir. Bunu hep söylüyoruz. Çok tehlikeli bir çizgidir. Dolayısıyla böyle bir yasanın anayasa mahkemesinden geri dönmesini ve bunun büyük bir yanlış olduğunu artık kabullenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Oturup sivil toplum örgütleri ile, belediyeler ile çözüm yollarının bulunması, kısırlaştırmanın da ast olduğunuzda bilinmesini ifade etmek istiyorum.”dedi.