Zaruri ihtiyaçlarım için markete gitmiştim.Raflar arasında dolaşırken,düşüncelerimde alacaklarımı bir kenara bırakıp, yiyeceklerde ki katkı malzemelerine bir bakayım dedim…

Aman Allahım, tüm ürünler katkı malzemesi ile dolu, dondurulmuş gıdalar, hazır yiyecekler, içecekler…

Vs velhasılı ambalaja girmiş tüm ürünler kimyasallarla dolu.Kanser yapan mı, nörolojik, psijik arızalar yaratan mı, sindirim sistemini bozan mı? Ne ararsanız var…
Düşünsenize, işkembe çorbası, tavuk çorbası, bulyonlar, sucuklar, etler…

Aylarca rafta sizin satın almanızı bekliyor.Koca koca firmalar para kazanma uğruna, bizim sağlığımızı hiçe sayarak ürün üretip satıyorlar.
Burada akla şu soru geliyor.Devletin bu konu ile ilgili denetleme birimleri, firmaların yanında mı duruyor, yoksa insanın yanında mı?

Görünen o ki firmaların yanında duruyorlar. Çünkü dünya Sağlık Örgütünün yasakladığı, birçok katkı malzemesi yiyeceklerin içinde.
Çalışma masama geçtiğimde, E grubu katkı malzemelerini incelediğimde daha da hayretler içinde kaldım.

Çünkü 1000 kadar, sınıflara ayrılmış, katkı malzemeleri ve koruyucular var.
Evet 1000 kadar.
Çok azının masum olduğu yazılsa da bunlar, bir elin parmakları kadar az.
Bizden önceki kuşaklar ne şanslıymış.Herşeyi doğal tüketmişler, taze tüketmişler.

Sizlerden ricam satın alacağınız yiyecek içeceğinizi dikkatle inceleyerek alınız.Hatta mümkünse köy pazarlarını takibedin, doğal beslenmeye gayret edin. Unutmayınız ki, marketlerden alacağınız pakete girmiş her yiyecek içecek zehir dolu.
Sağlıcakla kalınız.

Namık Olgun