Sanatın Rengi
Sanat , S a n a t …bu muhteşem kelimenin ahengi sizleri de büyülüyor , değil mi ?
Benim varoluş sebebimdir sanat mesela…
Hayat’a bakışımın usta öğreticisidir SANAT ‘ın derinliği .
Esasen her birimiz Sanatın, Estetiğin , Gerçekçiliğin, Bilgeliğin kaynaklarıyız.Yeter ki kendimizi tanımaya başlayalım .Bu bağlamda Johann Wolfgang Goethe’ nin sevdiğim bir sözünü paylaşmak istiyorum,
“ Kendimin gerisinde kalamazdım, bu yüzden kendimi aşmak zorunda kaldım”. Bir Sanatçı kendini her daim aşmak zorundadır, kendi içinde ki sınırları geçmek zorundadır . Lakin Sanat kuralsızdır, zaten Sanat kural tanımaz. Sanat ehlileşmez ve ehlileştirilemez . Sanat’ın vatanı kendisidir ve öz suyu da AŞKTIR
Sanat kişilerin duygularını , düşüncelerini resmetmek , kaleme almak , heykel yapmak ,sahneye koymak , müzik yapmak adınadır çünkü Sanat SANAT için yapılır .Ticari amaçlı yapıldığı zaman başka taraflara yönelir .Zira Sanat , insanoğlunun en büyük yeteneğidir. Descartes’ in dediği gibi “ Düşünüyorum o halde varım “ .
O halde varsan yeteneğini sergilemen lazım. Bu yetenek müzik olur, heykeltraşlık olur, dans olur,tiyatro olur, saz olur , söz olur , ses olur , nakış olur vs.. Sanatın yelpazesindeki renk cümbüşü inanılmaz çoktur , Siz yeter ki içinizdeki minik Sanatkarı keşfedin 😉
Ortaçağ’ da , yani skolastik dönemde Sanat ‘a değer verilmiyordu . Sanat
özellikle Roma’da , Raffaello , Michelangelo vs vs. gibi Rönesansın Sanatçılarıyla yani Resim, Müzik, Tiyatro, Yazı ve Eserleriyle gündeme gelmeyi başarmıştır . Hz . İsa ve Meryem’in resimlerini tasvir eden İkonlarla kilise duvarlarını süslemişlerdir. Müzisyenler besteleriyle Klasik Müziğe doğru yürümüşlerdir . Edebiyatta büyük akımlara girmişlerdir . Heykeltıraşlar çoğalmıştır . Ama bunların hepsi ticari amaçlı değil SANAT için yapılmıştır. Klasik dediğimiz yani modası geçmeyen ünlü Eserler vücuda gelmiştir . Örneğin Fransız heykeltıraş Rodin ‘ın ünlü eseri “ Düşünen Adam” gibi ve niceleri . Rodin benim en sevdiğim sanatçılar arasındadır. En sevdiğim Eseri ise
“ La Danaïde “ dir…. Hikayesi de oldukça dokunaklı…
Rodin ‘ın heykeltıraş sevgilisi Camille Claudel ilham vermiştir ve bu olağanüstü kadın da en az Rodin kadar yeteneklidir hatta bence çok daha yeteneklidir……aralarında ki bu devasa ama trajik aşk öyküsünün izlerini ESERLERİNDE de hissedebilirsiniz . Paris de yaşadığım ve Sanat Akademisinde çalıştığım dönemlerde en sık ziyaret ettiğim müzeydi ‘ Musée Rodin’ … Mimarisi ve muhteşem bahçesiyle nadide bir Müzedir.
Aynı olay Tiyatro ‘ da da yaşanmakta . Örneğin Shakespeare ‘in bütün eserleri hala o yılların güzelliğine dayanan Büyük Eserler olarak devam etmektedirler. Hamlet hala oynanmaktadır ve etkisi hala ilk gün gibi olağanüstüdür.
Benim için Shakespeare özeldir çünkü ben Tiyatro ya ilk adımımı (ortaokulda)
“ Bir Yaz Gecesi Rüyası “ ile attım , Titania olarak.
Chechov ‘ un eserlerinde ki o hayatın melankolisini hissedebiliyor musunuz ? Saymakla bitiremeyeceğim o kadar büyük Sanatçılarımız var ki ..
Sanat Sanat için yapılır ve kendiliğinden doğar , içimizdeki en karanlık yerimizden DOĞAR.
Sanat ‘ın ticari amacı olsaydı , o Eserlerin binlerce kopyaları yapılır ve satılırdı. Milattan evvel başlayan insanlık tarihinde Kaya ve Duvar Resimlerine baktığınızda SANATI orada da göreceksiniz. Kısacası Sanat ve Aşk hep vardı ama hep. Ben Sanatsız ve Aşksız yaşayamam mesela. Aşkı
salt insani ilişkilere indirgemeyelim lütfen.Aşk evrenseldir tıpkı SANAT gibi
Bu anlamda güzel ülkem Türkiye bence dünyanın gözbebeğidir.Medeniyetin beşiği olan ANADOLU (ANATOLİA) muhteşem tarihiyle SANATIN VE KÜLTÜRÜN merkezi haline gelmiştir .
Amphitiyatro tabir ettiğimiz ilk Açık Hava Tiyatroları bu Topraklarda inşaa edilmiştir …
Aspendos , Askeliphion, Didimos ve Ephesos , Hiearapolis vs . Bu isimler TİYATRO ‘ nun kurulduğu ilk yerleridir ve bana göre inanılmaz büyülüdürler. Her gittiğimde aurama yansıttıkları o güzel devinimi iliklerime kadar hissedebiliyorum …
Sanat ruhlu olmak bu olsa gerek.
Büyük Eserlerin sergilendiği tiyatrolar bu topraklarda oynanmıştır. Demek oluyor ki , Tahta At Truva Efsanesi , Parisli güzel Helen bu Topraklarda , Aşil bu Topraklarda, Binbir Efsaneler bu Topraklarda yaşamıştır.TARİH BU TOPRAKLARDA YAZILMIŞTIR. Bilirsiniz , dünyanın en etik coğrafyasına sahip olan Türkiye’miz binlerce yılı aşkın süreden beri nadazlanmış topraklar üzerinde binlerce medeniyet geçirdi . Herşeyin bir merkezi vardır ya hani , peki ya SANATIN merkezi neresi sizce ? Tabii ki de ANADOLU.
[03/08 12:46] NERGİS HM YAZAR: Anadolu
kültürüyle , mutfağıyla örf ve adetleriyle o kadar güzeldir ki .Güzelliğinin farkında olanlar bile farkında olmadan buraya gelip aşık oluyorlar .
Nazım Hikmet ne güzel demiş , “ Sen yanmazsan , Ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” . Yanalım bence evet ama Sanat aşkıyla yanalım .
‘Eğer evinde fil besliyorsan kapısını büyük tut’ derler . Biz kapıları da büyük tuttuk , deveyi de elekten geçirdik. Biz Türkler öyle güzel bir milletiz ki ; Olmayacakları olduran , yapılmayacakları yapan ve yaptıran ..Dostluklar bitmez bizde . Aile kuruluşlarımız güzeldir çünkü bizim özümüz sağlamdır. Fakat son zamanlarda maalesef ahlaksızlık , pespayelik , saygısızlık ve kültürsüzlük arttı . Oysa bizler çok özel ve asil bir ATANIN çocuklarıyız.Bizim rengimiz Sanattır lakin .
Ülkemde hangi taşı kaldırsam altından TARİH ve SANAT fışkırıyor…… Aşık Veyseller, Neşet Ertaşlar , Zeki Mürenler, Yıldız Kenterler, Leyla Gencerler, Yunus Emreler , Mimar Sinanlar ve sayısını saymakla bitiremediğim SANAT kokan değerli İnsanlarımız ;
Hepsi birer Efsane.
Bu bağlamda ATAMIZIN çok anlamlı bir şiirini paylaşmak istiyorum sizlerle
GÜZEL SANATLAR dalında ,kısaca Sanat dalında ,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin göstereceği ilgi ve emek
milletin
insani ve medeni hayatı çalışmalarıyla veriminin artması için çok etkilidir . Milletvekili olabilirsiniz vs . hatta Cumhurbaşkanı bile olabilirsiniz fakat Sanatçı olmak öyle isteyince herkese nasip olmuyor . Sanatçılar toplumun katalizörüdür ….cevheridir. Sözüm ona , SANATA yeterince değer vermiyoruz maalesef. Bunu esefle gözlemliyorum.
İNSAN
Gelenler Adamdı,buldukları insandı
İnsan yalnız Tanrı’nın yarattığı mahluk
İnsan mahluktan , adam insandan çıktı.
Tanrı’nın insanı yer ve içer .
İnsanın Adamı düşünür ve yaratır
Mustafa Kemal ATATÜRK
Bizlerin görevi ise Onun değerli Vizyonunu anlayıp aşmaktır.
Atatürk düşmanlarına hep acımışımdır ve her zaman psikolojik destek almalarını önermişimdir;) Keşke cehaletin ilacı olsa da yardım edebilsek.
Bilirsiniz efendim , bir MİLLET Sanattan ve Sanatkardan mahrumsa ,sözüm ona , Bütünsel bir Hayata malik olamaz asla. İnsanlar bir takım ince, yüksek ve asil duygular taşır. İnsan onlarla yaşar. YÜKSEK BİR İNSAN TOPLUMU , Türk milletinin Tarihi , özelliği ve güzelliğiyle belli olur Sanatında.
Bunun içindir ki , Milletimizin Yüksek Karakterini yorumlamak , çalışkanlığına , doğuştan gelen zekasına, ilime , varlığa , Güzel Sanatlara ve Milli Birlik duygusuna inanmak ve devamlılık olarak her türlü vasıta ve önemlerini bağlayarak geliştirmek mümkündür.
ATAMIZ
inanılmaz bilgilere ve vizyonlara sahipti . Eşsiz bir dehaydı ve Tanrı’nın Bizlere en büyük lütfuydu. Olağanüstü bir Liderdi , harika bir Siyasetçi , Diplomat , akıllı bir Asker ve de kocaman yürekli bir Hümanistti.
Aşkını bile yaşayamamış, büyük Aşkına yani Fikriye hanıma kavuşamamıştı.
Özel hayatında mutlu olamamıştı lakin Latife hanım maalesef Ata’mıza latifeliğini gösterememişti .
Atatürk kendi özel hayatını AZİZ MİLLETİNE feda eden bir beyefendiydi. Dünyada çığır açan bir lider olarak tarih yazdı.Bilirsiniz göksel varlıklar ölümsüzdürler. Atatürk, gerçek bir Sanat aşığı,
Medeniyetin bu hale gelmesi için önemli devrimler gerçekleştiren , Eğitime önayak olan , okullar açan , Elmalı Hamdinin Kuranı Kerim’i kendi cebinden ödeyerek Türkçeye çevirten ve bunun yanısıra İş Bankasını kuran , Fabrikalar açan çok asil ve bilge bir beyefendiydi .
[03/08 12:46] NERGİS HM YAZAR: Böylesine Sanat ve Tarih kokan bir ülkede yaşadığım için kendimi şanslı sayıyorum. Milattan önce varolan eşsiz bir SANAT yapısına yoğunlaşmanızı istiyorum ; GÖBEKLİTEPE
O dönemde yani neolitik çağda hiç bir yerleşik hayat yoktu,
Kültür yoktu …..
Ama
SANAT vardı
Sanat hep vardı . Göbeklitepe bence bir SANAT merkezidir . Anadolu Toprakları dünyanın gözbebeğidir . Anadolu düşerse , Dünya nın anlamı yok olur . Düşünün lütfen.
Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında daha ne keşfedilmemiş değerler var .
Binlerce Yıllık bir Tarihi ortaya çıkarabiliyorsak
demek ki Biz Sanatın ve Medeniyetin Beşiğinde yaşıyoruz .
Ve hatırlayalım lütfen,
İSTİKLAL MARŞIMIZ
“ K O R K M A “
ile başlıyor ………
KENDİNİZİ , HAYATI ve dolayısıyla SANATIN renklerini keşfetmekten korkmayın ….
Çünkü HAYAT sadece ve sadece CESURLARA aittir .
Aşkla Nergis Limanlı
Nergis Limanlı hanım efendi gerçekten yazınız harika olmuş sizi tebrik ederim böyle asil bir hanımefendi anca bunu yazar tebrik ederim sizleri saygıyla selamlıyorum
Nergis hanım muhteşem bir yazı tebrik ederim Atatürk,ü anlamak ancak sizler gibi gerçek bir Türk evladı bilir tebrik ederim sizi