Şekil renkleri

Metin renkleri


Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

KALDIRIMLARIN CİNSİYETİ

1 sene önce
264 kez okundu
KALDIRIMLARIN CİNSİYETİ

Aslında en basit amacın sahibi kamusal alanlar olan kaldırımlar, nüfusun yaklaşık yüzde 60i tarafından verimli kullanılamıyor. Bebek arabaları, tekerlekli sandalyeler, topuklu ayakkabılar, bastonlar, çocuklar için uygun olmayan kaldırımlar işlevlerini yerine getiriyor sayılır mı? Sadece sağlıklı ve yalnız erkekleri hedef gözetmesi kamusal alan kavramıyla örtüşür mü?
Eğer işlek bir caddede değilseniz ve işlek cadde de olmanıza rağmen kaldırımı park etme yeri olarak gören araç sahipleri varsa; yaya kaldırımı bulma şansı neredeyse yoktur. Ya sokak dar olduğu için idare kaldırımdan vazgeçmiştir ya da arabalar park ettiği için kaldırımlar kullanılmaz haldedir. Bunlara engel olmak bir yana, İdare tarafından yaya geçidine veya kaldırımlardaki rampaya park edildiği veyahut köşelere park edip yayanın yolunu görmesini engellediği için çekilen arabaya hiç şahit olmamakla birlikte arabaların geçişini engellediği için çekilen pek çok araba görmüşümdür. Her halükarda yaya olan cezalandırılmış ve akan trafiğe mahkum edilmiş arabalara karşı korumasız bırakılmıştır. İdarenin arabaları yayadan üstün görmesi ise yaya mağduriyetine bir yenisini eklemiştir.
Peki kadınlar açısından var olan kaldırımlar işlevsel mi? Kaldırım taşların yer yer altının boşalmış olması veya kırılmış olması; yürümeyi tercih eden kadınlar için ayakkabı topuklarının veya ayak bileklerinin kırılması ile sonuçlanabilir, çocukların düşüp yüzlerinin parçalanmasına da neden olabilir; tekerli sandalyeler açısından bir devrilme, bebek arabaları açısından teker mekanizmasının bozulması ile sonuçlanabilir.
Bebek arabasına elverişsiz kaldırımlar nedeniyle çoğu zaman arabaların arasından gitmek zorunda kalan kadınlar, bozuk yollar sebebiyle dengesini kaybeden arabaya hükmetmek ve yürümeye çalışmak zorunda kalmaktadır. Üstelik çoğu sokakta kaldırım bulunmaması veya araba sahiplerinin kaldırıma park etme haklarını kendilerinde görmesi nedeniyle; kadınlar trafiğin içinden geçilmeye mecbur kalmaktadır. “Canım bebek arabasını erkek kullanır güç gerektirir.” diyen sesleri duyar gibiyim. Hayır efendim, bebek arabasını toplumsal olarak çocuğa bakma görevi verilen kişi kullanır. Çünkü evin ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılayan kadındır. Erkekler belki misafirliğe giderken(!) evde bulunduğu esnada kullanıyordur o da belki; erkeğin ne kadar baba olduğuna bağlı. Evet gerçekler acıdır. Dar kaldırımlarda çocuğun güvenliğini sağlayamayan bir anne ile her gün karşılaşan toplum, bu durumu kabullenmiş durumdadır. Ancak bir annenin her gün yaşadığı bu durumu, baba olan erkekler yaşasa idi; hizmet için var olan “Belediyeler” imar verirken de bu kadar sorumsuz hareket edebilir miydi? Arabaların geçtiği bir yolda çökme olunca hemen harekete geçip müdahale eden “Belediyelerin”, kaldırımların tamiri konusunda harekete geçmemesi tesadüf müdür?
Belediyeye eksiklerin giderilmesi konusunda haber vermesi gereken muhtarların, mahallelerinde kaldırım gibi belli başlı sorunları dile getirmemesi bir tesadüf müdür? Kadınlar aktif olarak araba kullanıp erkekler aktif olarak kaldırım kullansa idi; aynı kaldırım sorunları yaşanır mıydı?
Oysaki imar veren belediyelerin, imar verirken kaldırımın aktif kullanımına olanak sağlayacak şekilde konumlanmasına dikkat edecek şekilde arsadan pay almak suretiyle yapılaşmaya izin vermesi gerekirdi. Hele hele ancak bir arabanın sığacağı dar sokaklarda, kentsel dönüşüm girdiği zaman kamulaştırma yoluyla arazilerin küçültülerek kaldırım ve yol genişliğinin sağlanması gerekmektedir. Böylece yayaların can güvenliği sağlanarak olası bir trafik kazasında İdarenin Sorumluluğunun önüne geçilmiş olacaktır.
İmar verilirken dikkat edilmeyen kaldırım bozuklukları, oluşacak kazalarda İdarenin sorumluluğunu engelleyen bir alan oluşturur mu? Kaldırımda hiç yürümeyen biri, kaldırımın işlevi hakkında nasıl bilgi sahibi olabilir de kaldırımları işlevsel hale getirir?
Mülkiyet hakkı, sağlıklı ve güvenli yaşama hakkından daha mı kutsaldır?
Basit bir yaya kaldırımının bile cinsiyetinin olması ve ikinci sınıf kabul edilmesi ne kadar adaletlidir?

Av. Selcen Bayün

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorum Yap

Bu konuya henüz bir yorum yapılmadı.