İYİ PARTİ TBMM GRUP BAŞKANVEKİLİ, LÜTFÜ TÜRKKAN’IN BASIN AÇIKLAMASI
PKK’YA PRİM VERENLER BUNLAR, PKK’YI BÜYÜTENLER BUNLAR
Meclis gece yarılarına kadar çalışıyor çok hayra işler yapıldığını söyleyemeyeceğim. Anayasa’ya aykırılığı konusunda hiç şüphe götürmeyen, kanun yapma tekniği açısından İç Tüzük ‘ün âdeta içinden geçen bir kanun teklifini görüşmeye devam ediyoruz. İktidar partisi OHAL’i niye uzatmak istiyor? Terörle mücadele etmek için. Terör var ya diyor. Terör dediğiniz FETÖ, PKK. O yüzden biz OHAL’i uzatmak istiyoruz. diyor İktidar sözcüleri.
En son İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun söylediği rakam neydi? “İçeride 264 PKK’lı kaldı.” dedi. Doğrudur. 2000 yılında yani AK Parti’den önce, bu ülkede, içeride 500’e yakın PKK’lı vardı, yurt dışında da yaklaşık 2 bin 500 PKK’lı vardı. Çok mücadele ettik başarı hikâyesi yazdık diyorlar ya, Şu anda sadece dışarıda 60 bin PKK’lı var? PKK’ya prim verenler bunlar, PKK’yı büyütenler bunlar. Başarı falan yok yani. FETÖ’ye kendi fütuhat alanlarını genişletmek bahanesi için kullanıyorlar. Muhalif olan her sesi kısmık için kullanıyorlar.
Bu yasanın içinde bir şey daha var. TMSF’nin kayyum atamaya yetkisi. TMSF 3 yıl-779 şirket derinden 8 milyar doları kontrol ediyorlar bu kayyum atama ile. Niye? Çünkü işin içinde para var. Bu kanun teklifi yasalaşırsa AK PARTİ iktidarındaki OHAL yetkilerinin kullanımına dair süre ne kadar olacak? Sekiz sene. Cunta rejiminin kanlı paşası Kenan Evren bile sıkıyönetim yetkilerini yedi yıl kullanmıştı.
BU UCUBE YÖNETİMLE KALICI BİR SIKI YÖNETİM İLAN ETTİLER
Başkanlık sistemi için 2017 referandumuna bu afişle gittiler. OHAL kalkacak dediler. Köylere özgürlük gelecek dediler. Bırakın köyleri 81 ilin artık tamamında OHAL var. 2018 ‘de 24 Haziran seçimlerine giderken sıkı yönetim uygulaması son buluyor dediler. Geldiğimiz noktada tek adam sistemi getirdiler. Bu ucube yönetimle kalıcı bir sıkı yönetim ilan ettiler. İktidar Partisi bu konuda samimi olsun. OHAL’i terörle mücadele etmek için mi yoksa yeni bir rejim inşa etmek için mi istiyor? Bu konuda cevaplarını bekliyoruz.
ERDOĞAN’IN YENİ İTTİFAK ARAYIŞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin gerektiğinde düşmanı affetmesini ve yeni ittifaklar kurmasını bildiğini söyledi. Sayın Erdoğan’dan bu açıklamasından bir gün önce HDP’li Pervin Buldan; Çözüm Sürecini önemsediğini, yeni bir sürecin daha başlaması gerektiğini söylüyor. Bir örtüşme var ciddi anlamda. Sonra da şartlarını sıralıyor. Bölücü başı Öcalan ile görüşmeler başlasa, tecrit ortadan kalksa diyor. 2023 öncesi İktidar, OHAL şartları altında Cumhuriyet’e karşı kendi devrimini yapma hazırlığında. Ama anket sonuçları hepsinin uykularını kaçırıyor. Bırakın yüzde 50’yi, yüzde 40’ı rüyasında bile göremiyor. Yüzde 30’u bile bulamayacaklar. DSP’nin gidişi bunlara örnek olsun. O yüzden İktidar, Türkiye düşmanlarından medet umuyor. Türkiye düşmanlarıyla ittifak kuracağının sinyallerini veriyor Hangi düşmanla barışacaksın, PKK ile mi barışacaksın FETÖ ile mi barışacaksın? Bilmek istiyor bu millet.
MAVİ VATAN’IN ORTASINA HANÇER SAPLAMAYA HAZIRLANIYORLAR
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, KKTC’nin ismiyle birlikte ‘Anayasa’yı da değiştirip başkanlık sistemini getirmeyi planladıklarını söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a Lefkoşa’da bir saray yaptırması için akıl verip duruyordu. Nedeni ortaya çıktı. Sonunda eteklerindeki taşları döktüler. KKTC’nin adı değişecek. Başkanlık sistemi gelecek.
Türkiye’de tek adam sisteminin ülkeyi getirdiği nokta ortada. Şimdi bir de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde, yavru vatanda yavru tek adam sistemine geçiliyor. KKTC’de mafyanın ne kadar etkin olduğunu biliyoruz. Yarın o suç örgütleri KKTC’de koltuğa oturursa ne olacak. Ya da bir gün bir çılgının gece yarısı kararnamesiyle KKTC, Türkiye ile ipleri koparırsa ne olacak. Tek adam sistemi o yüzden Kıbrıs Türk’üne çok çektiren Enosis sapkınlığı kadar tehlikelidir.
Tüm bunların üstüne KKTC’nin de adı değişecekmiş. KKTC’nin adının değişmesi Annan Planı’nda da vardı. Annan Planını el altından uygulamaya başlayacaklar. Mavi Vatan’ın ortasına hançer saplamaya hazırlanıyorlar. Umarım bu yanlıştan dönülür.
YUNANİSTAN’IN SİLAHLANDIRDIĞI ADALAR
18 adaya el koydular gıkımız çıkmadı. Araştırma önergesi vermeye kalktım dediler ki, biz birtakım görüşmeler yapıyoruz bu araştıram önergesini çekin, biz de devletimizden yana tavır alan bir siyasi partiyiz hiç tereddüt etmeden geri çektik. Aradan 18 ay geçti, 18 ayda ada ile ilgili nasıl bir gelişme oldu. Türkiye, Yunanistan’ın Doğu Ege adalarının silahsızlandırılmış statüsünü ihlal ettiğini belirten eylemleri hakkında Birleşmiş Milletler’e (BM) mektup göndererek şikâyette bulundu. Türkiye’nin BM Nezdindeki Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu imzasıyla, Genel Sekreter Antonio Guterres’e hitaben yazılan mektupta, “Bir kez daha dikkatinize getirmek isteriz ki Yunanistan, Ege ve Akdeniz’deki adaların silahsızlandırılması konusunda ilgili anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemektedir” ifadesi kullanıldı.
Söz konusu Ege’deki milli menfaatlerimiz ve Mavi Vatan ise, Türk Milletinin hakkı olanı söküp alacak dirayeti vardır. Dirayeti olmayan Birleşmiş Milletler duvarında ağlayan İktidarın kendisidir. Türk milletinin tavrı değildir, bu Ak Parti’nin tavrıdır. Ege’deki Türk adalarına sahip çıkamayan ve Yunanistan’ın adalarımızı işgaline seyirci kalan İktidarın BM kapısında sızlanmaya hakkı yoktur. İktidar gaflet uykusundan uyanmalıdır. Yunan sınırında kurulan ABD üstlerini görmezden gelen, burnumuzun dibindeki silahlandırılan adaları yok sayan İktidar, Türkiye’yi hazırlıksız yakalanacağı bir maceraya sürüklemektedir. Bunun adı dış politika değil olsa olsa vatana ihanet olur.
SURİYELİ GÖÇÜ YETMEZMİŞ GİBİ ŞİMDİ BİR DE AFGAN GÖÇÜYLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Dünyada en fazla sığınmacı alan ülkeyiz. Türkiye’nin huzurunu bozan bir göçle karşı karşıyayız. Büyük Suriyeli göçü yetmezmiş gibi şimdi bir de Afgan göçüyle karşı karşıyayız; günde 500 ila 1.000 arasında Afgan, yasa dışı yollarla Türkiye’ye giriş yapıyor. kültürel ve etnik dokumuzu değiştirecek hale geldi. Türkiye Orta Doğu’nun göç merkezi hâline gelerek millî güvenliği tehdit edilirken, Avrupa’ysa, Türkiye’yi, sığınmacıların kendi memleketlerine gelmesini önleyen bir duvar gibi görüyor. Türk halkının vergileri üzerinden finanse edilen sığınmacıların Türkiye’deki varlığı sürdürülebilir değildir. İYİ Partinin iktidarında Türkiye dünyanın göç merkezi olmaktan kurtulacak, sınır politikalarımız “hudut namustur” ilkesine göre yeniden inşa edeceğiz. Türkiye’de misafirliği artık sona eren Suriyeliler ve diğer sığınmacı gruplar vatanlarına geri dönecekler.
ARTIK DİNİ KULLANANLARA PRİM VERMİYORLAR, ÜÇER BEŞER MAAŞ VERİYORLAR
Milyonlarca vatandaş işsizlikle boğuşurken ve milyonlarcası da asgari ücretle geçinmeye çalışırken, bürokraside birden fazla maaş alma keyfi var. Biz hepimiz tek maaş alıyoruz. Ama sarayın yanında dolaşanlar üçer beşer maaş alıyor. Tüm bunlar ortadayken Bülent Turan diyor ki; 2’den fazla maaş almak yok diye biliyorum. Biz bunu kamuoyunda olan rahatsızlıkla birlikte değerlendirdik, çalıştık. 10 maaşlı 20 maaşlı kimse yok. Varsa da bunu düzeltmek durumundayız. Bülent Turan’a tavsiyem kamu bankalarının yönetim kurullarına ziyarette bulunsun, TURKCELL, Türk Hava Yolları’nın yönetim kurullarını ziyaret etsin. İletişimi sevenlerin söylediği “Aldığım diğer maaşlarla hayır, hasenat işliyorum” diyenlerle iletişim kursun. Bu ay maaşları artmış mı? Bir sorsun. Üçer beşer maaş almakla beraber bu ay maaşları da arttı. Kendisinin haberi yok belki ama artık dini kullananlara prim vermiyorlar, üçer beşer maaş veriyorlar.