BAKAN ERSOY VE BAŞKAN ŞAHİN, ŞEF ARDA TÜRKMEN İLE GASTRONOMİNİN GELECEĞİNİ KONUŞTU
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, GastroANTEP Kültür Yolu Festivali kapsamında Şef Arda Türkmen ile “Gastronominin Geleceği ve Yeni Trendlerin Belirlenmesi” konulu söyleşiye katıldı.
Gaziantep Valisi Kemal Çeber, AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Abdülhamit Gül ve il protokolünün de izleyici olarak yer aldığı Festival Park Lezzet Sokağı’nda yapılan Sözen Grup CEO’SU Gökmen Sözen’in moderatörlüğündeki söyleşide gastronomi dünyası, Gaziantep Mutfağı, gastronominin geleceği, sürdürülebilirlik ve tanıtım gibi konulara değinildi.
Yaklaşık 1 saat süren söyleşide, örneklerle izleyicilere yapılması gerekenler ve GastroANTEP’in önemi bir kez daha anlatıldı.
ERSOY: GAZİANTEP’İN KÜLTÜR, SANAT, MEDENİYET, ARKEOLOJİ, KÜLTÜR SANAT VE GASTRONOMİSİ VAR
Söyleşide konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, gastrocity olmak için sadece ürünlerin yetmeyeceğini aktararak şunları söyledi:
“Bunu özellikle vurguluyorum. Ürünlerinizin kuvvetli olması sizi gastrocity adayı yapar. Sizin hiçbir ürününüz olmasa bile dünya mutfaklarını en doğru şekilde, doğru konumlama, başarılı şeflerle güzel bir konseptle sunuyorsanız gastrocity oluyorsunuz.
Konuşmasının devamında dünyada herkesin bir cazibe noktası olduğunu vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti:
“Turizmde rekabette ayrışma için kültür ve sanatla farklılaştığınız, avantajlarınız olduğu yönler ortaya çıkıyor. Siz daha cazip bir nokta haline geliyorsunuz ve turist çekiyorsunuz. Biz de çektiğiniz turistten daha fazla gelir elde ederek elde edilen gelirin kültür ve sanata aktaracağız. Kendi kendini destekleyen bir ekonomi oluşmuş olacak. Son 4 yıldır aktif bir şekilde deneyerek çok başarılı sonuçlar alıyoruz. Gaziantep’e baktığımızda kültür, sanat, medeniyetlerin kurulduğu nokta, arkeoloji, kültür, sanat, gastronomisi var. Her şey gelmiş bir yemeği üretmek kalıyor. Gaziantep’in yeteneği, potansiyeli var. Bunların birleştirilip sunması kalıyor. Bunu da festival, etkinlikler, belgelendirmelerle yapıyor.”
ŞAHİN: İYİ ÜRÜNLER, ORGANİK, SIFIR ATIKTAN OLUŞAN OLAĞANÜSTÜ BİR MUTFAĞIMIZ VAR
Söyleşideki konuşmasında tasarımların önemini vurgulayan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, şehrin tasarımlarla dünyaya tanıtılacağını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Gördüğünüz Oğuzeli, İslahiye, Nizip. En güzel ürünler burada. Tarım Okulu’nu açtık ata tohumu yapıyoruz. Ekolojik köy yapıyoruz. Okulumuzdan çıkan ürünlerde domates domates gibi kokuyor. İyi ürünler, organik, sıfır atıktan oluşan olağanüstü bir mutfağımız var. Bunu ekonomiyi dönüştürecek hocalarımız da burada. Bence bu şehirde iyi bir öğrenci oldu. Birlikte başaracağız.”
BU HAZİNEYİ YERELDEN EVRENSELE DEVRETMEK İÇİN BÜTÜN DÜNYAYA DUYURACAĞIZ
Günümüz dünyasının gastronomide konuştuğu konulara dikkat çeken Başkan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Her şey topraktan, güneşten, tarihten ve coğrafyadan geliyor. Bugünün döngüsel sistemi bu. Bütün bereket bu coğrafyada var. Şehirde her evde şefler var. Gaziantep’in sadece kebap, baklava şehri olmadığını, yemekleri, ürünleriyle bir şifa olduğunu, sıfır atık mutfağı olduğunu gösteren büyük bir hazine var elimizde. Bu yüzden bu hazineyi yerelden evrensele devretmek için bütün dünyaya duyuracağız.”
TÜRKMEN: GAZİANTEP’TE ADETA CENNET GİBİ BİR YER BAŞKENT BİZİM İÇİN
Ünlü şef Arda Türkmen ise söyleşide yemek sektöründen birinin Gaziantep’ten her zaman keyif alacağını vurgulayarak şunları dedi:
“Gaziantep’te adeta cennet gibi bir yer başkent bizim için. Buradaki ürün, yemek, birbirinden bağımsız gelişen tariflerin çeşitliliği bizlere çok ilham vererek yaptığım işleri yapmaya teşvik ediyor. Yurtdışında gittiğimiz festivallerde hep şunları görüyoruz ki her yemeğin ön plana çıkardığı şeyler var. Ürünü, tarifi, tarihi, geliştirdiği reçeteler, şefler bunların hepsini harmanlayarak bir yere gelinmeye çalışılıyor. Gaziantep bunun üstüne her sene koyarak geldi. Şehirde her şey var. Tarih ve tarihle beraber gelen çok ciddi ürün var. Farklı ellerde birbirinden güzel ellerde işlenerek günümüze gelmiş tarifler ve kendine has yemekler mevcut. Birbirine değmeyen 100’den fazla yemeği var şehrin. Bunların ürünlerle kombinasyonu yapınca binden fazla oluyor. Gittiğimiz festivallerde bunların hiç olmayan, sadece pazarlama faaliyetleriyle varmış gibi yaparak kendilerini çok iyi anlattıklarını görüyoruz. Şu andaki noktada yurtdışında gelen şeflerin tarifi ve ürünü alıp kendi ülkelerine götürüp işleyerek bunu dünyaya tanıtma olmalı. Bir insan kullandığı ürünleri tanıtmak için ekstra kapı açmalı. Festival her yıl gelişiyor.