Şekil renkleri

Metin renkleri


Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

SEZGİN:İKTİDARIN ÜLKEDE VE BÖLGEDE İSTİKRAR ÜRETME, ÖNGÖRME VE ÖNLEYİCİ OLMA YETENEKLERİNİN ZAYIFLAMASIYLA BİRLİKTE MİLLÎ GÜVENLİĞİMİZ TAHRİP OLMUŞTUR.

2 sene önce
187 izlenme
Favorilerime Ekle
Favorilerimden Çıkar
Lütfen bekleyiniz...
Geniş Ekran Dar Ekran
Reklam 20 saniye sonra kapanacak.
Reklam
Reklamı Geç

Mehmet Çatakçı
TBMM de 2023 bütçe kanunu görüşmeleri Genel Kurulda devam ediyor.
İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı ve Savunma Sanayi Başkanlığı bütçelerinin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde İYİ Parti adına konuştu.

AK Parti iktidarının 20 yıldan beri millî güvenlik alanında çok başarısız olduğunu belirten Sezgin, “iktidarın ülkede ve bölgede istikrar üretme, öngörme ve önleyici olma yeteneklerinin zayıflamasıyla birlikte millî güvenliğimiz tahrip olmuştur.” ifadelerini kullandı.

Sezgin, millî güvenliğin millî savunmanın ötesinde sivil savunma, ekonomik ve sosyal kalkınma, ulusal ekonomi politikaları, hukuk, demokrasi ve bunları taşıyan kurumlar, uluslararası itibar ve imaj, çevre, enerji gibi millî güvenlikle doğrudan irtibatlı alanları kapsadığını belirterek, bu alanların perişan durumda olduğunu vurguladı.

Sezgin:”Ekonomi berbat hâldedir, iktidarın 2008-2018 arasındaki büyüme oranı sadece yüzde 3,8 olmuştur. Bundan sonraki dönem daha da kötüdür ve nedeni pandemiden ziyade tek adam rejimi ve ekonomi politikalarıdır.” şeklinde konuşan Sezgin, gelir ve servet eşitsizliğinin korkutucu boyutlara vardığını, sultanvari bir rejim içinde totaliterliğe doğru gidildiğini belirtti. İYİ Partili Sezgin, “Cumhuriyetin değerleri ve demokrasi tahrip edildikçe, despotluk öne çıktıkça sistemik bir millî güvenlik sorunu yaratılmış olur.” dedi.

“ULUSLARARASI İTİBARIMIZ KALMADI, İKTİDAR MACRON’UN TWEETİYLE AVUNUYOR”

“Türkiye’nin uluslararası itibarının ciddi şekilde zedelendiğini söylemeye dilim varmıyor ama uluslararası ilişkilerindeki savrulmalarının, bedava hoyratlığının, ekonomimizdeki çöküşün, sultanvari rejimin, insan hakları ve temel özgürlüklerdeki ağır ihlallerin, kara para aklama olayının, yerel ve yabancı mafyaların görünürlüğünün artmasının iktidarın itibarını alaşağı ettiğini, bunun Türkiye’nin imajını ve güvenilirliğini sarstığını üzülerek gözlemliyoruz.” ifadelerini kullanan Sezgin, son dönemde Türkiye’nin jeopolitik konumunun önemine ilişkin farkındalığın arttığını, iktidarın bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın itibarı yükseldi diye takdim ettiğini, Macron’un bir “tweet”iyle, Stoltenberg’in okşayıcı açıklamalarıyla avunduklarını belirtti.

Enerji alanında Rusya’ya aşırı bağımlığın bir millî güvenlik sorunu olduğunu belirten Sezgin, Akkuyu Nükleer Santrali’nde Ruslarla yapılan anlaşmanın ve Sinop’ta kurulması planlanan ikinci nükleer santralin de Ruslara verileceğinin açıklanmasının sakıncalarına dikkat çekti. Sezgin ayrıca, “Rus gazını almak için akıllı davranıp süresi biten sözleşmelerimizi 2021 sonunda yenileseydik gaza 3.500 dolar ödemekten kurtulurduk. Bir hayal ve tuzak olan Rus gazının hub olma konusuna hiç girmiyorum.” ifadelerini kullandı.

“TOPAL BİR AVRASYACILIK YOLUNDA MİLLİ ÇIKARLAR ZEDELENİYOR”

İktidarın uluslararası ilişkiler politikasını eleştiren Aydın Sezgin, hiç pahasına risk ve tehditler yaratıldığını, ideolojiyle, hezeyanla, İhvan hayalleriyle dış politika izlendiğini, millî çıkar ilkesinden uzaklaşıldığını belirtti.

Aydın Milletvekili Sezgin, dış politikada topal bir tür Avrasyacılık uğruna Türkiye’nin geleneksel ilişkilerinin ve ittifaklarının ekonomik, askerî, siyasi, kültürel, objektif verilerin hiçe sayıldığını, abes bir Batı karşıtlığı izlendiğini belirterek, “ŞİÖ tutkusu çok yanlıştır. Avrasya fikrinin taşıyıcı sütunları Rusya, Çin ve İran gerileme aşamasındadırlar. Rusya ve İran gerçek krizler yaşamaktadırlar ve bu krizleri yapısaldır. Çin’i de ciddi sorunlar beklemektedir. Totaliter rejimler ebet müddet sürmez.” şeklinde konuştu.

Uluslararası ilişkilere dair kararların iç politikaya endeksli olarak alındığını ve seçim hesaplarıyla ülkenin bugünüyle birlikte geleceğinin de tehlikeye atıldığını belirten Sezgin, Türkiye’nin Ortadoğu’da ve Doğu Akdeniz’de köşeye sıkıştığını, Türkiye’ye karşı birliktelikler oluşmasına zemin hazırlandığını, Yunanistan’ın Ege’de haddini aşan tutum içine girme cesareti kazandığını belirtti.

Mısır, İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle normalleşme çabalarına karşı çıkmadıklarını ama yaşananların milli gurur açısından incitici olduğunu vurgulayarak “bu ülkelerden 3-5 milyar dolar bahşişvari katkı almak ilişkiler düzeldi anlamına gelmeyecektir.” şeklinde konuştu.

“YANLIŞ POLİTİKALAR NEDENİYLE EGE’DE DENGE YUNANİSTAN LEHİNE KIPIRDAMAKTADIR”

Suriye’ye de değinen Sezgin, sığınmacı meselesinin ağır bir insani, toplumsal ve parasal maliyet ve geleceğe dönük risk yumağı olduğunu belirterek, Suriye’nin kuzeyinin Peşaver olduğunu, PKK-PYD/YPG başta olmak üzere terör örgütlerinin melcesi hâline geldiini belirtti. Sezgin, “Suriye’de birlikte hareket ettiğimiz Suriye Millî Ordusunun ne çabuk yozlaşıp Türkiye’ye karşı bir risk hâline geldiğini görüyoruz. Keza HTŞ… Bunlarla kurulan ayrıcalıklı ilişki, İdlib’de ve sınır hattımızda her an patlamaya hazır bir tehditler bütünüdür.” dedi.

S-400’ler nedeniyle Türkiye’nin F-35 projesinden dışlandığını hatırlatan Sezgin, “Bu durum, Türk Hava Kuvvetlerinin modernizasyon planlarını sekteye uğratmış ve yeni riskler yaratmıştır. Ege’de üstünlüğümüzü koruyoruz ama şu an itibarıyla denge Yunanistan lehine kıpırdamaktadır. Bu da sadece füzelerle önlenemez. ABD’den F-16V talep edilmiştir, birçok ülke bu uçağı edinirken Türkiye incitici şekilde lobi faaliyetinden lobi faaliyetine koşmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Sezgin, savunma sanayiinde yaşanan gelişmelerden iftihar ettiklerini belirterek, “SİHA’lar alanında varılan aşama, insansız savaş uçağı KIZILELMA’nın test safhasına gelmiş olması, TCG Anadolu’nun devreye girecek olması övündüğümüz adımlardır.” şeklinde konuştu.

“TANK-PALET FABRİKASI SATILMASAYDI BUGÜN DÜNYAYA TANK SATIYORDUK”

ALTAY muharebe tankı olayının iktidarın kendi elleriyle yarattığı büyük bir fiyasko olduğunu belirten Sezgin, “Bu skandal yaşanmamış olsaydı bugün muhtemelen proje tamamlanmıştı ve Rus tanklarının Ukrayna savaşındaki zafiyetinin ortaya çıkmasıyla ALTAY muharebe tanklarımız “ağır muharebe tankı” olarak geniş bir uluslararası piyasaya hitap edebilecekti.” ifadelerini kullandı. Sezgin, yurt dışına giden savunma sanayii mühendislerimizin sayısının üzücü derecede yüksek olduğunu da vurgulayarak, “İyi yetişmiş gençlerimizin Batılı ülkelere gitme eğilimi vahim bir millî güvenlik sorunu olarak görülmelidir.” dedi.

Reklam
Kullanıcı
Mustafa Doğan
Kanalda toplam 2543 adet video bulunuyor.
BU VİDEOYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorum Yap

Bu konuya henüz bir yorum yapılmadı.