ÖZDE OLMAK, YARINLARI GETİRİR
Değerli okuyucularımız herkese dua ve
selamla yazıma başlıyorum.Zaman, tarih, tec
rube daha nereye kadar deyim yerindeyse,
millet olarak, yönetim olarak, pas pas bağırıp,
bizleri iliklerimize kadar titrretip, bizleri asılları
miza, doğruya, adalete, ahlaka, ve yarınlarımız,
ve genç nesill mirasçı evlatlarımıza olması ge
reken, ve beklenen niyet ve eyleme buluşturup
bizleri kendi ayaklarımız üzerinde durmayı, özü
muz olmayı öğretecek.
Hep öz olmadığımız için kaybediyoruz.
Kaybedince de toplumsal yaşantılarımızı a dan z’ye sekteye uğratıp, millet ve devlet
olarak, zarar ve ziyanla odaklı bir yaşantı ve bu
yaşantıların yansıması sonucu sancılı ve en
kazlı yarınlara doğru yelken açıyoruz.İşte bu
gün dünya devletleri ve ülkemizde kötü ve öz
olmayan yönetimdeki niyet ve anlayış ülke in
sanlarını ekonomik felakete, felaketin sonucun
da da, maddiyata teslim olan bir ahlakla karşı
karşıya getirdi.Hiç millet olarak, devlet o
larak kendimizi sorgulamıyoruz.Hep hatayı baş
kasına ve başka nedenlere bağlıyoruz.Halbuki
her eylem ve fiil kendi özünden bağımsız değil
dir.Bugün ülkemizde ekonomik gidişat iyi gitmi
yorsa, enflasyon, hayat pahalılığı, yoksulluk ve
işsizlik artmışsa, plansız ve programsız bir yö
yönetimin, zafiyetinden kaynaklı bir krizi hep
birlikte yaşıyoruz.Dünü kötü yönetenler buğu
nü kolay kolay ıslah edemezler. Türkiye’de finansal krizler ya da ekonomik krizler makro ekonomik yapının bozulmasıyla ortaya çıkan buhran dönemleridir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrası yaşanan başlıca krizler; 1946, 1958, 1960, 1974, 1980, 1982, 1990, 1994, 2000-2001, 2008 ve 2018-2022 krizleridir.
1929 dan bu yana 14 kez ekonomik kriz
görmüş ve yaşamış bir Türkiye olarak bunlar
dan hiç mi ders almadık?Aslında insanlar ve
yönetimler hata yapa yapa doğruyu bulur.Doğ
rudur.Fakat bu hatalar belli zaman diliminde
kendinden çok söz ettiriyorsa bu artık hata değil, ihmal olarak ancak kabul edilebilir.İşte bugün hiç haketmediğimiz bu ekonomik buh
ranların sebebleri, yöneten siyasi iradelerin ih
mal ve ben nasıl kazanırım felsefesinde aran
malıdır.Yönetimde niyet özle buluşmazsa, şah
te bir yönetim anlayışı bugünkü devlet ve mil
leti yarınlara taşıyamaz.Bugün taşıyamadığı gi
bi.Sancılı ve sıkıntılı geçen hayat koşulları in
sanları umutsuzluğa iter.Umudu ve gayesi ol
mayanlarında yarınlardan mahrum bırakır.Bu
umutsuzluk tablusu dün bir yumaktı, bugün çığ gibi büyüdü, yarınlarımızın önüne bir bari
kat olarak çıkıverdi.Tabiki bu yaşam dünyasın
da sorun ve sıkıntılarımızın mimarları olarak, ancak bizler adeta hiptonize edilmiş beyinle
mizdeki puslu havayı dağıtıp, kendimize geldi-
ğimizde hayat bizden çalmayacak, zarar ve
ziyanlarımızı telafi etme moduna girebileceğiz.
Srilanka devletinde dün kriz bir yumaktı,
bugün dev gibi büyüdü.Bu krizi taşıyamayan
Srilanka devleti ve milletini adeta yuttu.Ve
sonuç olarak bir devletin iflasına sebebiyet ver
di.Bugün küresel dünyada artık her yerden alarm veriliyor.Yönetim, adalet, ekonomi, ahlak
açlık, yoksulluk, işsizlik diz boyu.Öze ve sağ
lam temellere dayanmayan hiç irade ayakta
kalamaz.Bizde bir Srikanka ateşine düşmemek
için, ekonomiden a dan z’ ye ipleri sağlam ka
zıklara bağlamamız lazım.Bunun yanında insan
ve insanlığa yatırım yapıp, yarınlarımıza güven
li dünyalar bırakalım.Unutmayalım ki temiz bir
dünya, güvenli yarınlar bugünden geçmektedir