TDP’Lİ ŞEFİKA KESKİN KADINSIZ DEMOKRASİ OLMAZ DEDİ
Türkiye Değişim Partisi Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Gölge Milli Eğitim Bakanı Şefika Keskin 5 Aralık Kadın Hakları Günü’nde önemli açıklamalarda bulundu. Keskin yayınladığı basın açıklamasında: “1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma,ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.
Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi olarak görmüştür. Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle beraber, Türk kadınının siyasal anlamda kendini göstermesi gerektiğini savunmuştur ve bu durumu kanunla mümkün hale getirmiştir. Cefakar Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı, ilk kez 1930 yılında verilmiştir. Modern topluma adım adım giden Türk kadını, 1930 yılında çıkarılan bu kanundan 3 yıl sonra köy heyetleri ve muhtarlığa seçilme hakkını da kazanmıştır.
Nihayet Türk kadını sandıkta, pusulada! Kadınlarımıza verilen bu haktan hemen sonra o zamanlar Aydın’ın Çine ilçesine bağlı bugün ise Karpuzlu İlçesi’nin merkezi olan Demircidere Köyü’nde yapılan seçimde, Gül Esin muhtar seçilerek tarihimizde ilk kadın muhtarımız olarak yerini almıştır.
1930 yılında belediye yasası çıkarılmış, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınca Sadiye Hanım bu hakkı kullanarak seçimlere dahil olmuştur. Aynı yıl yapılan belediye başkanı seçimlerinde Yusufeli İlçesi’nden aday olarak burada belediye başkanı olmuştur. Oyların büyük bir bölümünü alarak belediye başkanı seçilen Sadiye Hanım daha sonra Mersin’de 1950 yılında belediye başkanı olmuştur
Kadınların ilk kez oy kullandığı TBMM 5. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935 Türkiye genel seçimlerinde yapıldı ve 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi.
1935 yılında TBMM’ye seçilen ilk kadın milletvekilleri şunlardır: Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar), Hatı Çırpan (Satı Kadın Ankara), Türkân Baştuğ Örs (Antalya), Sabiha Gökçül Erbay (Balıkesir), Ayşe Şekibe İnsel (Bursa), Hatice Özgener (Çankırı), Huriye Öniz Baha (Diyarbakır), Fatma Memik (Edirne), Nakiye Elgün (Erzurum), Fakihe Öymen (İstanbul), Benal Nevzad İstar Arıman (İzmir), Ferruh Güpgüp (Kayseri), Bahire Bediz Morova Aydilek (Konya), Mihri Pektaş (Malatya), Meliha Ulaş (Samsun), Esma Nayman (Seyhan), Sabiha Görkey (Sivas), Seniha Hızal (Trabzon).
Bu tablo 1930’lara ait.
Büyük Atatürk’ümüzün vizyonu ile bu tablo gurur verici .
Peki 93 yıl sonra gelinen nokta nedir ?
Durum hiç iç açıcı değil .
Çünkü bugün hâlâ
– Kız çocuklarının okutulması kampanyaları
– Kadınların seçilmesinde koyulan kotalar
– Toplumdaki erkek hegamonyası
– Kadına üç çocuk baskısı
– Kadının yeri evidir zihniyeti
– Kız okuyupta ne olacak anlayışı
gibi sorunlar yıgını ile karşı karşıyayız . Oysa Anadolu Kadını gücün ,cesaretin ,dayanışmanın ,merhametin ve sevginin sembolüdür.Eğitim her dönemde başarının ilk adımıdır.
Kadın ve Erkek eşit koşullarda eğitim almalı ve topluma birlikte hizmet etmelilerdir .
Türkiye Değişim Partisi olarak biz büyük Atatürk’ün bize kazandırdığı tüm hakların bilincinde olarak çalışıyoruz. Bu hakları geliştirmek ve toplumsal kazançlarımızı arttırmak için çok çaba gösteriyoruz.Bu vizyon ülkemizin geleceğidir Daha çok eğitilmiş insan gücü!
Daha çok kadın yönetici!Daha çok modern bir yaşam tarzı ! diyoruz .
Kararlıyız .
Türkiyemizin geleceği çok daha aydınlık ve mutlu olacak .” diyerek günün anlam ve önemine dikkat çekti